top of page

Arama Sonuçları

"" için 99 öge bulundu

  • Solunum Sistemi | selinhoca

    Solunum Sistemi (YENİ) Solunum Sistemi - 1 Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle - 2 PDF İndir PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu PDF Özel Ders versiyonu - 2 (YENİ) Solunum Sistemi - 2 ✔ İnsanlar oksijenli solunum yapan canlılardır. Solunum için gerekli olan oksijenin hücrelere ulaştırılması ve hücrelerin solunum atığı olan karbondioksitin vücuttan uzaklaştırılması solunum ve dolaşım sisteminin ortak çalışması ile gerçekleştirilir. Solunumda Görev Alan Organlar Burun ✔ Havanın alınmasını sağlar. (Atılmasını da sağlayabilir.) ✔ İç yüzeyi kıllı ve bol damarlı mukoza epiteli ile döşenmiştir. Mukoza epiteli burun içinin nemli kalmasını sağlayan mukus salgısı yapar. Kıllar mikropları tutarak akciğeri enfeksiyondan korur. Kılcal damarlar ise havanın ısınmasını sağlar. Yutak Ve Gırtlak (Farinks ve Larinks) ✔ Yutakta epiglottis bulunur. Bu yapı, gelen besin ve havanın doğru yere iletilmesini sağlar. ✔ Soluk borusunun başlangıç kısmına gırtlak denir. ✔ Gırtlakta ses telleri bulunur. ​ Soluk Borusu (Trake) ✔ “C” şeklinde kıkırdak halkalarından oluşmuş borudur. Yemek borusuyla komşu olan yüzeyinde kıkırdak halka bulunmaz. Kıkırdak halkalar soluk borusunun açık kalmasını sağlar. ✔ İç yüzeyinde silli epitel doku bulunur. Burada bulunan goblet hücreleri mukus salgılayarak ortamı nemlendirir, siller ise yabancı maddeleri tutarak akciğerleri enfeksiyondan korur. ✔ Soluk borusu akciğere girmeden ikiye ayrılır. Bu ayrılan kollara bronş denir. ✔ Bronşlar akciğerlere girdikten sonra bronşçuk denilen küçük borulara ayrılırlar. Bronşçuklar alveollere kadar uzanır ve yapısında kıkırdak halkalar yoktur. ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ Akciğerler ✔ Göğüs boşluğu içinde sağ ve sol olmak üzere iki akciğer vardır. Sağ akciğer üç loplu, sol akciğer iki lopludur. (Sol akciğerin eksik olan lobunun bulunduğu bölgede kalp yer alır.) ✔ Akciğer pleura denilen çift katlı zarla örtülüdür. ✔ Akciğerlerin içinde gaz alışverişinin gerçekleştirildiği alveoller bulunur. Alveoller bolca kılcal kan damarından oluşmuştur. (Alveol bulundurmak sadece memelilere özgüdür.) Soluk Alırken Gerçekleşen Olaylar 1) Diyafram kası kasılarak düzleşir. 2) Kaburgalar arası kaslar kasılır ve göğüs kafesi genişler. 3) Göğüs boşluğunun hacmi artar. 4) Akciğerler genişler. 5) Akciğerlerdeki iç basınç düşer. (Akciğerlerin hacminin artması basıncı düşürür.) 6) Hava akciğerlere dolar. ​ Soluk Verirken Gerçekleşen Olaylar 1) Diyafram kası gevşeyerek kubbeleşir. 2) Kaburgalar arası kaslar gevşer ve göğüs kafesi daralır. 3) Göğüs boşluğunun hacmi daralır. 4) Akciğerler daralır. 5) Akciğerlerin iç basıncı yükselir. (Akciğerlerin hacminin azalması basıncı artırır.) 6) Hava akciğerlerden çıkar. ​ ✔ Soluk verme sırasında akciğerlerin geri yaylanma basıncının da etkisi vardır. Bu basınç akciğerin yapısındaki elastik liflerle ve pleurae (plevra) zarlarının arasındaki sıvının meydana getirdiği yüzey geriliminden doğar. ✔ Soluk alma aktif bir olay olduğundan enerji harcanır. Soluk verme ise, pasif olduğundan sadece kasların gevşemesi sırasında enerji harcanması gerçekleştirilir. ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ Oksijenin Taşınması ✔ %98’i alyuvarlardaki hemoglobin ile %2’si kan plazması ile taşınır. ✔ Oksijen alyuvarlarda hemoglobinle birleşerek oksihemoglobini (HbO2) oluşturur. ✔ Kan doku kılcallarına geldiğinde oksijen hemoglobinden ayrılır. Alyuvardan çıkarak önce plazmaya daha sonra doku sıvısına oradan da hücrelere geçer. ✔ Doku kılcallarında oksijen hemoglobinden ayrılırken, alveol kılcallarında hemoglobinle birleşir. ​ ✔ Bohr kayması: Doku kılcallarındaki CO2 yoğunluğu pH’ın düşmesine nedenolur. Bu durumda hemoglobin oksijenden ayrılır. Buna bohr kayması denir. ​ Karbondioksitin Taşınması ✔ Hücrelerde oluşan CO2 doku sıvısına buradan da doku kılcal damarlarına geçer. ✔ Kılcal damara geçen CO2 plazmada çözünebilir ya da alyuvar içine girerek hemoglobinle birleşip karbohemoglobin oluşturabilir. ✔ Büyük bir kısmı ise alyuvarda bikarbonat iyonu halinde taşınabilir. ✔ Doku kılcallarında: Alyuvar içine giren CO2, karbonik anhidraz enzimi etkisi ile H2O ile birleşip karbonik asiti (H2CO3) oluşturur. Karbonik asit daha sonra iyonlarına ayrışarak H ve HCO3 (bikarbonat) haline gelir. H, hemoglobin tarafından tutulurken bikarbonat kan plazmasına geçer ve alveol kılcallarına kadar bu şekilde taşınır. ✔ Alveol kılcallarında: Plazmada bulunan bikarbonat (HCO3) alyuvar içine girer, hemoglobin H serbest bırakır. Yeniden karbonik asit (H2CO3) oluşur. Karbonik anhidraz enziminin etkisi ile karbonik asit H2O ve CO2 haline gelir. CO2 alyuvar içinden çıkarak önce plazmaya oradan da alveollere geçer. ✔ CO2 ve H2O difüzyonla akciğere geçerek soluk verme ile dışarı atılır. H2O alveol yüzeyini nemlendirir. Fazlası ise dışarı atılır. Solunum Siteminin Denetlenmesi ✔ Metabolik faaliyetler arttığında kandaki CO2 miktarı solunum hızını belirler. Miktarının artması pH’ı düşüreceğinden solunum ve dolaşım hızı artar. ✔ Omurilik soğanı ve beyindeki solunum merkezi tarafından denetlenir. Solunum merkezi istemli solunumu denetler. ✔ Adrenalin ve Tiroksin hormonu solunum hızını artırır. ✔ Deniz seviyesinden yukarılara çıkıldıkça basınç azalır ve havadaki O2 miktarı düşer. Bu durumda ; - Hemoglobin miktarı - Alyuvar sayısı - Soluk alıp verme hızı - Nabız sayısı artar. ✔ Deniz seviyesinden denizin derinliklerine inildikçe basınç artar. Kanda çözünmüş halde bulunan N2 (azot gazı) gaz hale geçer. Kanda kabarcık oluşmasına yol açar. Bu kabarcıklar damarın tıkanmasına ya da yırtılmasına yol açar. Buna deniz vurgunu denir. ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ Karbonmonoksit Zehirlenmesi: Karbonmonoksit; oksijen ve karbondioksit gibi hemoglobine bağlanabilen bir gazdır. Ancak CO hemoglobine bağlandığında tekrar ayrılma yapmaz. Bu durumda oksijen ve karbondioksit hemoglobine bağlanamadığından kişi solunum güçlüğü çeker. Müdahale edilemezse ölümle sonuçlanır. Astım: Solunum yollarında meydana gelen enfeksiyonların ilerlemesi sonucu oluşan hastalıktır. Astımda solunum yolları daralır ve duyarlılığı artar. Mukus oranı artarak soluk alıp verme güçleşir. Akciğer Ve Gırtlak Kanseri: Sigara içindeki katran soluk borusunun içindeki sillere yapışır. Bu durumda solunum sistemi mikroorganizmalara karşı açık hale gelir. Bu durumun ilerlemesiyle akciğer ve gırtlak kanseri oluşabilir. Kronik Bronşit: Bronşların uzun süreli iltihaplanması sonucu oluşur. Kısa süreli iltihaplanma ise akut bronşite yol açar. Amfizem: Kronik bronşite bağlı olarak alveollerin esnekliğini yitirmesi ve yırtılması sonucu oluşur. KOAH: Kronik bronşit ve amfizem hastalığının ilerlemesiyle akciğerlerin yapısı bozulmasıdır. Hasta nefes almakta zorluk çeker. ​ Sıradaki konu: Boşaltım Sistemi Önceki konu: Bağışıklık Sistemi

  • Sinir Doku | selinhoca

    Nöron Yapısı ve Çeşitleri Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir PDF 202 2 Anlatımları PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu ✔ Canlıların çevresel uyarılara cevap vermesini sağlayan sistem, sinir sistemidir. ✔ Sinir doku, uyarıları reseptörler aracılığı ile alır; uyarıyı değerlendirir ve uygun cevabı kısa sürede oluşturup efektör organlara ileterek tepkiyi gerçekleştirir. ✔ Sinir sistemi sinir dokudan oluşur. Sinir doku nöron ve glia hücrelerinden oluşmuştur. ​ Nöron (Sinir Hücresi) ✔ Sinir hücreleri vücuttaki en fazla özelleşme gösteren hücrelerden biridir. ✔ Sentrozoma sahip olmadıklarından hücre bölünmesi yapma yetenekleri yoktur. ✔ İki nöron arasındaki boşluğa sinaps denir. ✔ Temel olarak 3 kısımdan oluşur. ​ ​ Hücre Gövdesi ✔ Hücre organellerinin ve çekirdeğin bulunduğu kısımdır. ✔ Hücre zarına nörolemma; sitoplazmasına ise nöroplazma denir. ✔ Sentrozom organeli yoktur. Bu nedenle hücre bölünmesi yapamazlar. ✔ Endoplazmik retikulumlarının bulundukları bölgelere nissl cisimcikleri adı verilir. ✔ Nörofibril adı verilen hücre iskelet elemanları bulunur. Bu yapılar uyarı iletiminde görev alırlar. ​ Dendrit ✔ Hücre gövdesinden çıkan kısa uzantılardır. Diğer nöronun aksonu ile yakınlaşarak uyartının alınmasını sağlar. ​ Akson ✔ Hücre gövdesinden çıkan uzun uzantılardır. Uyarıyı diğer nöronun dendritlerine yakınlaşarak iletir. ✔ Bazı sinir hücrelerinin aksonları üzerinde lipitçe zengin miyelin kılıf bulunur. Bu yapı schwann ya da oligodendrosit hücreleri tarafından oluşturulmuştur.. Miyelin kılıf bir izolasyon oluşturarak uyartı iletiminin daha hızlı yapılmasını sağlar. Miyelin kılıfın kesintiye uğradığı yerlere ise ranvier boğumu denir. ​ Glia (Nöroglia) ✔ Nöronlar arasında bulunan sinir doku hücreleridir. ✔ Sinir hücrelerini sararak korurlar, beslerler, onarımlarını sağlarlar ve oksijen sağlayarak solunumlarına yardımcı olurlar. ✔ Schwann Hücreleri: Çevresel sinir sisteminin miyelin kılıflarını oluştururlar. ✔ Oligodendrosit: Merkezi sinir sisteminin miyelin kılıflarını oluştururlar. ​ Nöron Çeşitleri ​ ✔ Duyu Nöronu (Getirici = Afferent): Vücudun farklı bölgelerinde bulunan reseptörlerden uyarıları alan ve merkezi sinir sistemine götüren nöronlardır. Zarar görmesi lokal anesteziye örnektir. ✔ Ara Nöronlar (İnternöron): Duyu ve motor nöronlar arasında bağlantı kuran nöronlardır. Merkezi sinir sisteminde bulunurlar. Uyarıya uygun değerlendirmeyi yaparak cevap oluştururlar. Zarar görmesi felce örnektir. ✔ Motor Nöron (Efferent = Götürücü): Merkezi sinir sisteminden cevabı alarak efektör organa götüren nöronlardır. Zarar görmesi botoks uygulamasına örnektir. Sıradaki konu: Nöronda İmpuls Oluşumu ve İletimi Önceki konu: Çevre Sorunları (10. Sınıf)

  • 12. SINIF | selinhoca

    12. Sınıf Konu Anlatımı ve Ders Notları 12. sınıf Biyoloji derslerinin konu anlatımlarına ve konulara ait ders notlarına ilgili derslerin sayfasına girerek ulaşabilirsiniz. ​ Bu bölümde yer alan konular: ​ Nükleik Asitler Genetik Şifre ve Protein Sentezi Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji ATP ve Fosforilasyon Çeşitleri Fotosentez, Kemosentez, Hücresel Solunum Bitki Biyolojisi Canlılar ve Çevre YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI Genden Proteine Nükleik Asitlerin Keşfi Nükleik Asitlerin Yapısı Replikasyon Genetik Şifre Protein Sentezi Gentik Müh. ve Biyotenoloji Canlılarda Enerji Dönüşümleri ATP ve Fosforilasyon Çeşitleri Fotosentez Kemosentez Fermantasyon - Oksijensiz Solunum Oksijenli Solunum Bitki Biyolojisi Bikisel Dokular Kök Gövde Yaprak - Bitkilerde Büyüme Bitkisel Hormonlar - Hareket Bitkilerde Beslenme, Taşıma Bitkilerde Üreme Canlılar ve Çevre

  • BİYONET | selinhoca

    AYT AYT TYT TYT AYT AYT TYT AYT

  • Dişi Üreme Sistemi | selinhoca

    Dişi ve Erkek Üreme Sistemi (YENİ) Dişi ve Erkek Üreme Sistemi (YENİ) Menstrüal Döngü Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Tablet versiyonu izle - 2 Özel Ders versiyonu izle PDF İndir PDF Tablet versiyonu PDF Tablet versiyonu - 2 PDF Özel Ders versiyonu Diğer video izleme seçenekleri ​ Özel Ders versiyonu izle PDF İndir ​ PDF Özel Ders versiyonu ✔ İnsanlar eşeyli üreme yapan canlılardır. ✔ Dişilerde ve erkeklerde aynı amaca hizmet eden üreme organları bulunur. Bu organların yapıları birbirinden farklıdır. Dişi Üreme Sistemi ​ Dişilerde; ✔ Yumurta hücresini üretmek ✔ Doğuma kadar fetüsü taşımak ✔ Hormon salgılamak görevleri olan sistemdir. ​ 1) Ovaryum (Yumurtalık): ✔ Sağlıklı bir kadında rahimin sağında ve solunda olmak üzere iki tanedir. ✔ Her biri içerisinde yumurta hücresinin üretiminde görev alacak, çok sayıda folikül vardır. ✔ Fetüs halindeyken foliküller oluşmaya başlar ve folikül içinde bulunan oogonyumlar farklılaşarak primer oosit halini alır. Primer oositler ergenliğe kadar değişikliğe uğramadan beklerler. ✔ Ergenlikle beraber foliküller gelişmeye başlar ve hipofiz hormonlarının denetimi ile östrojen ve progesteron hormonu salgılarlar. ✔ Her ay yumurtalıklardan bir tanesi içinde birden fazla folikül gelişmeye başlar. Sadece bir tanesi gelişimini tamamlayarak yumurta hücresini üretir. (Genellikle) ​ 2) Fallopi Tüpü (Yumurta kanalı): ✔ Yumurtalıkları rahime bağlayan içi silli kanaldır. ✔ Yumurtalıkla bağlandığı bölgeye kirpiksi huni denir. ✔ Kirpiksi huni, yumurta hücresinin yumurta kanalına atılmasını sağlar. ✔ Yumurta burada döllenir. Döllenmiş yumurtanın (zigot) ilk mitoz bölünmelerini geçirdiği yer burasıdır. 3) Uterus (Rahim / Döl yatağı): ✔ Embriyonun doğuma kadar gelişimini ve büyümesini tamamladığı yerdir. ✔ İç tabakasına endometriyum denir. Bu tabaka embriyonun rahime tutunduğu ve belirli bir süre beslendiği yerdir. 4) Vajina: ✔ Döllenmemiş yumurtanın dışarı atıldığı yerdir. ✔ Normal doğum ile fetüsün dışarı çıktığı yerdir. ✔ Üretra ile bağlantısı yoktur. ​ ✔ Üreme ana hücrelerinin mayoz bölünme ile üreme hücreleri oluşturmasına gametogenez denir. ✔ Gametogenez kadınlarda oogenez, erkeklerde spermatogenez olarak isimlendirilir. Oogenez ✔ Oogonyumların (yumurta ana hücresi) mayoz ile yumurta hücresi üretmesidir. 1) Kadınlarda oogenez fetüsken başlar, menopozla sonlanır. Fetüs halindeyken oogonyumlar mitoz bölünmeler ile primer oosit oluşturur. Oluşan bu hücreler ergenliğe kadar değişikliğe uğramadan bekletilir. Ergenlikle beraber her ay bir tanesi yumurta hücresini oluşturur. 2) Ergenlik ile beraber hormonların etkisi ile primer oosit mayoz I geçirerek sekonder oosit ve kutup hücresi halini alır. Kutup hücrelerinin sitoplazması azdır bu nedenle bir süre sonra kaybolur. Sekonder oosit ise mayoz II ye başlar. Metafaz II aşamasına geldiğinde ise bu aşamada durur. Folikül içinde çıkarak yumurta kanalına atılır. (Ovulasyon) 3) Yumurta kanalı içerisinde sperm ile karşılaşırsa döllenerek mayoz II ye kadığı yerden devam eder. Yumurta hücresi oluşturulur. Oluşan yumurta hücresi ile sperm hücresinin çekirdeği kaynaşır. Bol sitoplazmalı döllenmiş yumurta hücresi, az sitoplazmalı ikincil kutup hücresi oluşur. Kutup hücresi zamanla kaybolur. ​ Yumurta Hücresinin Yapısı ✔ Sentrozom organeline sahip olmayan sitoplazması normal hücrelerden daha fazla olan n kromozomlu bir hücredir. ✔ Etrafı zona pellusida tabakası ile kaplıdır. Bu tabaka birden fazla spermin dölleme yapmasını ve farklı türdeki spermlerin dölleme yapmasına engel olur. ✔ Zona pellusida etrafında bulunan folikül hücreleri, yumurta hücresini besler ve zona pellusidayı üretir. ​ Dişi Üreme Sisteminin Kontrolünü Sağlayan Hormonlar GnRH: Hipotalamustan salgılanarak hipofiz bezinin ön lobuna etki eder. Hipofiz bezinden FSH ve LH salgılanmasını sağlar. Hipofiz Hormonları ✔ FSH: Hipofizin ön lobundan salgılanır. Ovaryumları uyararak folikül gelişmesini ve folikülden östrojen hormonu salgılanmasını sağlar. ✔ LH: Hipofizin ön lobundan salgılanır. Ovulasyonu sağlar. Yırtılan folikülün yağ ile dolarak korpus luteum halini almasını sağlar. Ayrıca korpus luteumdan az miktarda östrojen çok miktarda progesteron salgılattırır. ✔ LTH: Hipofizin ön lobundan salgılanır. Süt bezlerinin gelişmesini ve annelik iç güdüsünün oluşmasını sağlar. ✔ Oksitosin: Hipofizin arka lobundan salgılanır. Rahim kaslarının kasılmasını sağlayarak doğumu başlatır ve süt bezlerinden süt salgılanmasını sağlar. Östrojen Folikülden salgılanarak rahim iç dokusunun gebeliğe hazırlanmasını sağlar. İkincil eşey karakterlerinin oluşmasını sağlar. Progesteron Korpus luteumdan salgılanır. Rahim iç duvarının gebeliğe hazırlanmasını sağlar. Gebelik süresince salgılanarak gebeliğin sonlanmasına engel olur. ​ MENSTRÜAL DÖNGÜ Ergenlik ile menopoz arasında ortalama 28 gün süren, yumurta hücresinin üretimi ve üreme sisteminin gebeliğe hazırlanmasını sağlayan döngüdür. Dört aşamada gerçekleşir. 1) Folikül Evresi (0 – 14 gün) ✔ Hipotalamustan salgılanan GnRH etkisi ile hipofiz bezinden FSH salgılanır. ✔ FSH etkisi ile foliküller gelişir ve oogenez başlar. ✔ FSH salgılanması folikülden östrojen salgılanmasına neden olur. ✔ Östrojenin belirli bir miktarda artışı hipofizden salgılanan FSH’ın azalmasına neden olur. (negatif feed back) 2) Ovulasyon Evresi (14. gün) ✔ Östrojenin FSH’a negatif feedback yapması ve GnRH etkisi ile hipofizden LH salgılanmasına neden olur. ✔ LH etkisi ile ovulasyon gerçekleştirilir. Folikül yırtılarak metafaz II de kalmış yumurta hücresi yumurta kanalına atılır ​ 3) Korpus Luteum Evresi (14 – 28 gün) ✔ LH etkisi ile yırtılan folikülün içi yağ ile dolar. Bu yapıya korpus luteum (sarı cisim) denir. ✔ Korpus luteumdan çok miktarda progesteron az miktarda östrojen salgılanır. ✔ Bu evrede hipofiz bezinden LTH salgılanır. Bu hormon LH ile beraber korpus luteumun bozulmasına engel olur. ✔ Döllenme olmuşsa doğuma kadar korpus luteum bozulmaz. Böylece bu sırada yeni yumurta hücresi üretilmez. ✔ Döllenme olmamışsa LH, östrojen ve progesteron seviyeleri düşer. Korpus luteum bozulur. 4) Menstrüasyon Evresi (28 – 5 gün) ✔ Korpus luteumun bozulması sonucunda döllenmemiş yumurtanın endometriyum dokularıyla beraber kanla dışarıya atıldığı evredir. ✔ Bu evre ortalama 4 – 5 gün sürer. Bu evrenin ilk gününde aynı zamanda folikül evresi de görülmeye başlanmıştır. ​ ERKEK ÜREME SİSTEMİ ​ Erkek üreme sistemi; ✔ Sperm hücresinin üretilmesi ✔ Spermlerin dişi vücuduna aktarılmasında görevlidir. 1) Testisler (Er bezi) ✔ Penisin sağ ve solunda olmak üzere iki tanedir. ✔ İçinde seminifer tüpçükleri bulunur. Bu yapılar içerisinde bulunan spermatogonyumlar sperm hücrelerinin üretimesini sağlar. ✔ İçinde bulunan leydig hücreleri, testosteron hormonu salgılar. ✔ İçinde bulunan sertoli hücreleri spermlerin beslenmesini sağlar ayrıca inhibin hormonu üretir. 2) Epididimis ✔ Spermlerin hareket ve dölleme yeteneği kazandırılmasını sağlar. 3) Vas deferans ✔ Spermlerin depolanmasını ve penise aktarılmasını sağlar. ​ 4) Yardımcı bezler ✔ Bir çift cowper bezi, bir çift seminal kese ve bir tane prostat bezinden oluşur. ✔ Bu üç bez seminal sıvıyı üretir. ✔ En büyük yardımcı bez prostat bezidir. İdrar ile spermin karışmasını önler. Seminal Sıvı: ✔ Spermlerin beslenmesini ve hareket etmesini sağlar. ✔ Dişi üreme sistemi içerisinde spermlerin bir süre hayatta kalmasını sağlar. ​ 5) Penis ✔ Spermlerin ve idrarın dışarı atıldığı yerdir. ✔ İçerisindeki kanala üretra denir. Üretra hem boşaltım sisteminin hem de erkek üreme sisteminin sonudur. SPERMATOGENEZ ✔ Spermatogonyumların mayoz ile sperm üretmesidir. ✔ Ergenlik ile başlar antropoza kadar devam eder. ✔ Her ay binlerce sperm oluşturulabilir. ​ 1) Seminifer tüpçükleri içerisinde bulunan spermatogonyumlar mitoz bölünme ve farklılaşmalar ile primer spermatositler oluşur. 2) Primer spermatositler ergenlik ile birlikte mayoz bölünmeye başlarlar. Mayoz I sonucunda iki tane sekonder spermtosit oluşur. 3) Sekonder spermatositler mayoz II ile toplamda 4 tane spermatid oluşturur. Spermatidler döllenme ve hareket yeteneği olmayan gametlerdir. 4) Spermatidler, epididimis içerisine giderek burada dölleme ve hareket yeteneği kazanır. Böylece sperm hücreleri oluşur. ​ Sperm Hücresinin Yapısı ✔ Baş, boyun ve kuyruk kısmında oluşur. ✔ Baş kısmında n kromozomlu çekirdek ve akrozom bulunur. ✔ Akrozom, bol miktarda sindirim enzimi içerir. Yumurta hücresinin zarının erimesini sağlar. ✔ Boyun kısmında bol miktarda mitokondri bulunur. Bu mitokondriler kuyruk kısmındaki kamçının hareketi için gerekli olan enerjiyi üretirler. ✔ Baş ile boyun kısmının ortasında sentrozom bulunur. Döllenmeyle beraber bu sentrozom zigotun sentrozomu haline gelir. ​ Erkek Üreme Sistemi Hormonları ​ GnRH: Hipotalamus tarafından salgılanarak hipofiz bezinin ön lobundan FSH ve LH salgılanmasını sağlar. Hipofiz Hormonları ✔ FSH: Hipofiz bezinin ön lobundan salgılanır. Seminifer tüpçüklerini uyararak spermatogenezi başlatır. ✔ LH: Hipofiz bezinin ön lobundan salgılanır. Leydig hücrelerini uyararak testosteron hormonu salgılatır. Testosteron Testislerde bulunan leydig hücrelerinden salgılanır. Spermlerin olgunlaştırılmasını ve ikincil eşey karakterlerinin oluşturulmasını sağlar. Negatif geri bildirim ile FSH, LH ve GnRH salgılarını azaltır. İnhibin Hormonu Testis içerisindeki sertoli hücreleri tarafından salgılanarak FSH hormonunun salgılanmasına engel olur. (Negatif geri bildirim) ​ DÖLLENME ✔ Yumurta ve sperm hücresinin bir araya gelerek kaynaşmasına döllenme denir. ✔ Döllenme sonucunda oluşan 2n kromozomlu hücreye zigot denir. ✔ İnsanlarda üretilen yumurta hücresi fertilizin maddesi salgılayarak spermleri kendine çeker. ✔ Spermlerden bir tanesi zona pellusidayı geçip hücre zarına ulaştığında zona pellusida sertleşerek diğer spermlerin içeri girmesine engel olur. ✔ Yumurta içerisine spermin sadece çekirdek ve sentrozomu girer. Zigotun sentrozomu spermden, mitokondrisi yumurtadan gelir. ✔ Kadında birden fazla yumurta hücresi üretilmiş ve bu hücreler ayrı ayrı döllenmişse bu durumda çoğul gebelikler oluşur. Ancak oluşan yavruların genetik yapsı birbirinden farklıdır. Örn: Çift yumurta ikizi ​ Sıradaki konu: Embriyonik Gelişim Önceki konu: Boşaltım Sistemi

  • ATP | selinhoca

    ATP ve Metabolizma Diğer video izleme seçenekleri ​ Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir ​ PDF 2022 Anlatımları PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu METABOLİZMA ​ ✔ Canlı vücudunda gerçekleşen hayatsal faaliyetlere metabolizma denir. Metabolik faaliyetler anabolizma ve katabolizma olmak üzere ikiye ayrılır. ✔ Anabolizma: Hücrede gerçekleşen yapım reaksiyonlarıdır. Özümleme ya da asimilasyon reaksiyonları da denir. Anabolizma reaksiyonları sırasında enerji harcanır. Örnek: Dehidrasyon sentezi, fotosentez, kemosentez… ✔ Katabolizma: Hücrede gerçekleşen yıkım reaksiyonlarıdır. Yadımlama ya da disimilasyon reaksiyonları da denir. Katabolizma reaksiyonları sırasında enerji harcanmaz.(Genellikle) Örnek: Hidroliz, Hücresel solunum… ​ ✔ Canlılar yaşlandıkça anabolizma olayları azalır, katabolizma olayları artar. Genç birey: A > K Yetişkin birey: A = K Yaşlı birey: A < K ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ATP (ADENOZİN TRİ FOSFAT) ✔ Fotosentez ve kemosentez mekanizmaları ile organik madde içine yerleştirilmiş olan kimyasal enerjinin kullanılabilir hale gelmesi için, organik madde hücresel solunum reaksiyonları ile parçalandıktan sonra açığa çıkan enerjinin ATP molekülü içine yerleştirilmesi gerekir. ✔ Enerjinin hem organik madde haline getirilmesi hem de hücresel solunum ile parçalanması sırasında enerjinin bir kısmı ısı olarak kaybedilir. Ancak küçük bir kısmı ATP içine yerleştirilerek kullanılabilir. ✔ ATP, enerjiyi kullanılabilir hale getiren organik moleküldür. ✔ ATP içine yerleştirilememiş bir serbest enerji kullanılamaz. ✔ Her canlı hücre kendi ATP’sini üretir ve tüketir. ✔ Depolanamaz. ✔ Hücre zarından geçemez. ✔ Hücreler arasında nakli yapılamaz ve cansız ortamda görev yapamaz. ​ ATP’nin Yapısı ​ ✔ Adenin organik bazı, riboz pentoz şekeri ve 3 tane fosforik asitten oluşmuş nükleotit yapılı bir moleküldür. ✔ Adenin ile riboz arasında glikozit, riboz ile 1. fosforik asit arasında ester (fosfoester), diğer fosforik asitler arasında da 2 tane yüksek enerjili fosfat bağı içerir. ✔ Serbest enerji sadece yüksek enerjili fosfat bağları içerisinde depolanır. Bu bağları kopartılması ile de kullanılır. ✔ Yüksek enerjili fosfat bağlarının kopartılması hücrede kademeli olarak gerçekleştirir. Bu şekilde açığa çıkabilecek fazla enerjiden hücre korunmuş olur. ​ ✔ Fosforilasyon: ​ ATP molekülünün dehidrasyon sentezi ile üretilmesidir. ADP + P + Serbest Enerji --> ATP + H2O ​ ✔ Defosforilasyon: ATP molekülünün hidroliz ile parçalanmasıdır. ATP + H2O --> ADP + P + Serbest Enerji ​ ✔ Endergonik Tepkime: Gerçekleşmesi için serbest enerji gereken tepkimelerdir. ​ ATP üretimi (Fosforilasyon), Biyosentez reaksiyonları (yağ, karbonhidrat, protein sentezi..) Aktif taşıma Sinirsel iletim Kas kasılması… ✔ Ekzergonik Tepkime: Gerçekleşmesi sonrasında ortama serbest enerji veren tepkimelerdir. ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ATP’nin hidrolizi (Defosforilasyon) Hücresel solunum reaksiyonları. (Genellikle) ✔ Fotosentez ve kemosentez hem endergonik hem ekzergonik tepkimelerdir. Hücresel solunumun ise sadece başlangıç kısmı endergoniktir. ​ Fosforilasyon Çeşitleri ✔ Substrat Düzeyinde Fosforilasyon (SDF): Enzimler aracılığı ile substratın yapısında bulunan fosfatın kopartılarak ADP’ye aktarılması ile ATP üretilmesidir. Hücresel solunum sırasında görülür. Her canlı hücre tarafından gerçekleştirilebilir. ✔ Oksidatif Fosforilasyon: Organik monomerlerin hücresel solunum ile parçalanması ve inorganik maddelerin oksitlenmesi sırasında ETS’de aktarılan elektronların taşınması sırasında açığa için enerji ile ATP üretilmesidir. Oksijenli, oksijensiz solunum ve kemosentez yapan canlılarda görülür. ✔ Fotofosforilasyon: Klorofil molekülünün etkisi ile ışık enerjisi kullanılarak ATP üretilmesidir. Fotosentez yapan canlılarda görülür. ​ Sıradaki konu: Fotosentez Önceki konu: Genetik Müh. Biyoteknoloji

  • Genetik Müh | selinhoca

    Genetik Müh. ve Biyoteknoloji Diğer video izleme seçenekleri ​ Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir ​ PDF 2022 Anlatımları PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji ✔ Çeşitli mühendislik alanlarını kullanarak bitki, hayvan ve mikroorganizma yapılarının laboratuvar ortamında geliştirip onlardan yeni ürünler üretmeyi amaçlayan bilim dalına biyoteknoloji denir. Sütten yoğurt yapımı, sirke üretimi, hamur mayalanması gibi olaylar geleneksel biyoteknolojik yöntemlerdir. Aşı, ilaç, hormon üretimi, atık maddelerin temizlenmesi için canlıların kullanımı, gen aktarımı gibi çalışmalar ise modern biyoteknolojik yöntemlerdir. ✔ Genlerin izole edilmesini, çoğaltılmasını, farklı canlı genleri ile birleştirilmesini ya da genlerin canlılar arasında nakledilmesi için çalışmalar yapan bilim dalına genetik mühendisliği denir. ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ Islah Yöntemleri ✔ Melezleme: Farklı karakterler bakımından homozigot olan bireylerin çaprazlanması ile heterozigot bireyler elde edilmesidir. ✔ Yapay Dölleme: Üstün özellikli spermler ile üstün özellikli yumurtaların laboratuvar ortamında döllendirilmesidir. ✔ Poliploidi: Kromozom çift sayısının fazla olması durumudur. Poliploidi canlılar daha verimli ve daha dayanıklı ürün oluştururlar. ​✔ Günümüzde biyoteknoloji ve genetik mühendisliğinin çalışmaları ile; alkollü içecekler aşı süt ürünleri interferon insülin hormonu penisilin ve türevleri büyüme hormonları ekmek, sirke, alkol ve aseton gibi ürünler deterjan… gibi maddeler üretilmektedir. ​ GDO (Transgenik Organizma) ✔ İstenilen özellikte bitki ve hayvan üretilebilmek için, insana yarar sağlayacak şekilde organizmaların genetik yapıları değiştirilmektedir. Bu şekilde genetiği değiştirilmiş canlılara GDO (Transgenik canlı) denir. ✔ Bu canlıların besin olarak kullanılmasına, ileriki dönemde insanlarda alerjik reaksiyonlara sebep olabileceğinden birçok bilim insanı tarafından karşı çıkılmaktadır. İnsan Genom Projesi ✔ 1990 yılında pek çok ülkenin desteği ile insanların genetik maddesinin nükleotit diziliminin belirlenebilmesi için başlatılmış projedir. ✔ Genetik maddenin 3 milyardan fazla nükleotid, 20000-25000 civarında gen içerdiği saptanmıştır. (Genomun yaklaşık olarak %97si tüm insanlarda aynıdır.) ​ Gen Klonlanması: Bir canlıya ait olan genin başka bir canlıya aktarılmasıdır. ✔ Seçilmiş bir genin plazmit ya da bir virüs içerisine yerleştirilerek bir bakteriye aktarılması ve bakteri aracılığı ile birçok kopyasının üretilmesine gen klonlanması denir. Gen klonlanmasının aşamaları: 1. İstenilen geni taşıyan DNA molekülü ile vektör olarak kullanılacak olan bakteri plazmiti saf olarak elde edilir. 2. DNA molekülü üzerinde klonlanacak gen belirlenir. Vektör olarak kullanılacak plazmit ve klonlanacak gen kesilir. 3. Klonlanacak gen plazmitin boş kalan kısmı ile birleştirilir. Bu şekilde rekombinant DNA molekülü elde edilmiş olur. Böylece klonlanacak gen plazmit içine yerleştirilir. 4. Rekombinant DNA bir bakteriye aktarılarak rekombinant bakteri elde edilir. 5. Rekombinant bakterinin üremesi ile klonlar oluşur. Bunlar arasından istenilenler seçilir. Seçilenler ile uygun çalışmalar yapılır. ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ Hayvan Klonlanması: Bir hayvanın genetik olarak kopyasının üretilmesidir. ✔ İlk klon canlı DOLLY ismi verilen bir koyundur. (1996) Ancak Dolly sadece 6 ay yaşayabilmiştir. ​ Koyun Klonlanmasının Aşamaları 1) Dişi bir koyunun (2. koyun) yumurta hücresi alınmış ve bu hücrenin çekirdeği çıkartılarak bir süre yaşaması sağlanmıştır. 2) Başka bir dişi koyunun (1. koyun) memesinden bir hücre alınmış bu hücrenin çekirdeği çıkartılmıştır. 3) Sitoplazması alınan yumurta hücresi ile çekirdeği alınan meme hücresi kaynaştırılarak 2n kromozomlu bir hücre elde edilmiştir. 4) Oluşan 2n kromozomlu hücre mitoz bölünmelerle embriyo halini almış ve farklı bir dişi koyun (3. koyun) rahmine yerleştirilerek gelişmesi sağlanmıştır. 5) Gebelik sonunda doğan koyun genetik olarak 1. koyunun aynısı yani klonu olmuştur. ​ Gen Terapisi: Virüsler kullanılarak insanlardaki bozuk genlerin sağlam genler ile değiştirilmesidir.​ DNA Parmak İzi: İnsandan alınan DNA molekülünün enzimler ile parçalanarak bazı uygulamalar sonucu bantlaşma yapması ve bu bantlaşmaların pek çok alanda kullanılmasıdır. ✔ Tek yumurta ikizleri hariç her insanın DNA parmak izi farklıdır. ​ Kök Hücre: Bölünme yeteneği fazla ve farklılaşmamış hücrelere kök hücre denir. ✔ Embriyo, kordon kanı ve yetişkin bireylerin bazı dokuları temel kök hücre kaynağıdır. ✔ Yetişkin kök hücreler, vücutta birçok doku ve organ yapısında bulunur. Bulundukları organların hasar görmesi durumunda hasarlı bölgeyi onarırlar. ✔ Embriyonik kök hücreler, embriyo yapısında bulunur; gebelik süresince farklılaşarak canlının fetüs halini almasını sağlar. ✔ İnsandan alınan kök hücreler laboratuvar ortamında geliştirilerek organ ve doku üretiminde kullanılabilir. ​ Sıradaki konu: ATP ve Fosforilasyon Önceki konu: Protein Sentezi

  • Arke Protista Mantar Bitkiler Alemi | selinhoca

    Arke, Protista, Mantar ve Bitkiler Alemi Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir PDF 202 2 Anlatımları PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu Diğer video izleme seçenekleri ​ Özel Ders versiyonu izle PDF İndir ​ PDF 202 2 Anlatımları PDF Özel Ders versiyonu Arkeler Alemi ​ ✔ Prokaryot hücre yapısına sahip olmalarına rağmen bazı özellikleri ile ökaryot hücreli canlılara benzerler. ✔ Arkeler, normal ortamlarda ve diğer canlıların yaşayamayacağı ekstrem koşullarda yaşayabilen canlılardır. Yaşam yerlerine göre sınıflandırılmışlardır. ✔ Hücre duvarı ve histon proteinleri vardır. ✔ Kemoototrof ve heterotrof olarak beslenenleri vardır. Bazı çeşitleri, ışık enerjisi kullanarak ATP sentezler. Bu sırada besin üretimini gerçekleştirmez. Bu nedenle bu olay fotosentez değildir. Fotoototrof türleri yoktur. Metanojenik Arke: Metan gazı üreterek oksijensiz ortamda yaşayan canlılardır. Çöp, bataklık, lağım suları, ototrof canlıların sindirim sistemi (selüloz sindirimi) gibi yerlerde yaşarlar. Termofilik Arke: Yanardağ ağızları, jeotermal kaynaklar gibi sıcak yerlerde yaşayan arkelerdir. Halofilik Arke: Tuz gölü gibi tuzlu ortamlarda yaşayan arkelerdir. Psikrofilik Arke: Soğuk ortamlarda yaşayan arkelerdir. ​ Biyolojik ve ekonomik önemleri açısından bakıldığında arkeler, bakterilerin ve diğer canlıların yaşayamadığı koşullarda yaşadıklarından güçlü enzimlere sahiplerdir. Bu enzimler pek çok alanda kullanılır. ✔ Endüstride pek çok tepkimenin gerçekleşmesinde ✔ Atık maddelerin zehirli özelliklerinin azaltılmasında ✔ Kalitesi düşük metal cevherlerinin biyolojik yollarla kullanılabilir hale getirilmesinde ✔ Metal kirlenmesine uğramış suların temizlenmesinde ✔ Boya endüstrisinde anaerobik arıtma tanklarında bulunan suyun temizlenmesinde ✔ Arkeler biyogaz üretiminde kullanılırlar. ✔ Koloni, tek ve çok hücreli ökaryot canlıların bir arada bulunduğu karışık bir gruptur. ✔ Protista alemindeki canlılar ototrof (fotosentez), parazit ya da saprofit olabilir. ​ Amip: ✔ Yalancı ayaklarla beslenir ve hareket ederler. ✔ Tatlı sularda yaşarlar. ✔ Heterotrofturlar. ✔ Bazı türleri patojendir. Paramesyum: ✔ Silleri sayesinde hareket ederler. ✔ Tatlı sularda yaşarlar. ✔ Heterotrofturlar. ✔ Eşeysiz üreme ve konjugasyon yapabilirler. ✔ Hücrelerinde iki çekirdek bulunur. ​ Öglena: ✔ Kamçıları ile hareket ederler. ✔ Tatlı sularda yaşarlar. ✔ Hem ototrof hem heterotroftur. Trypanosoma: ✔ Kamçıları ile hareket ederler. ✔ Parazit ve patojendir. ✔ İnsana çeçe sineği ile bulaşır ve uyku hastalığına neden olur. Plazmodyum: ✔ Hareket yapıları yoktur. ✔ Parazit ve patojendir. ✔ Spor oluşturarak ürerler. (Metagenez yaparlar.) ✔ İnsana anofel dişi sinek ile bulaşır. Sıtma hastalığına neden olur. Cıvık Mantarlar: ✔ Hücre çeperi taşımazlar. ✔ Yalancı ayaklarla hareket eden canlılardır. ✔ Parazit ya da saprofit olabilirler. Algler: ✔ Tek, çok ya da koloni formunda olan bitkilere benzeyen canlılardır. ✔ Fotoototrofturlar. ✔ Kahverengi alg, esmer alg, kırmızı alg, yeşil alg gibi çeşitleri vardır.​ ​ ✔ Mavi – yeşil algler (siyanobakteri) prokaryotik canlılardır. Sınıflandırmada algler içerisinde yer almazlar. ​ Mantarlar (Fungi) Alemi ✔ Tek hücreli (maya mantarı) ya da çok hücreli (şapkalı mantar, küf mantarı) olabilen ökaryotik canlılardır. ✔ Aktif hareket etmezler. ✔ Depo polisakkaritleri glikojendir. ✔ Heterotrof beslenirler. ✔ Sentrozom taşımazlar. ✔ Hücre çeperlerinin yapısı kitindir. ✔ Maya mantarları hariç vücutları hif ve miselyumlardan oluşmuştur. ✔ Tomurcuklanma ve metagenez ile ürerler. ✔ Gıda ve ilaç sektöründe kullanılırlar. ✔ Depo polisakkaritlerinin glikojen olması, kitin taşımaları ve heterotrof beslenmeleri yönüyle hayvanlara; hücre çeperine sahip olmaları, aktif olarak hareket edememeleri ve sporla çoğalmaları yönüyle de bitkilere benzerler. ✔ Saprofit olanları organik maddeleri inorganik madde haline getirerek madde döngüsünün devamını sağlarlar. ✔ Bazı mantarlar bitki köklerinde yaşar. (Mikoriza) Bitkilerin topraktan su ve mineral almasını kolaylaştırır. ✔ Fermantasyon endüstrisinde, ilaç sanayisinde ve çeşitli ürünlerin elde edilmesinde kullanılır. ✔ Şapkalı mantarlar besin olarak kullanılır. Besin içerikleri çok zengindir. ✔ Bazı mantarlar bitkiler üzerinde parazit olarak yaşarlar. Tarım bitkilerine çok büyük zarar verirler. ✔ Küf mantarları ekmek, meyve, sebze ve diğer yiyeceklerin çürümesine neden olurlar. ✔ Mantarlar insanlarda birçok hastalığa neden olurlar. ✔ Mantar sporları hayava karışarak alerji ve astıma neden olabilirler. ​ Bitkiler Alemi ✔ Çok hücreli ökaryot canlılardır. ✔ Fotoototrofturlar. Karasal yaşamın oksijen ve besin kaynağıdırlar. ✔ Bazı çeşitleri parazittir. (Parazit bitkilerin bazıları fotosentez yapamaz.) ✔ Selüloz içeren hücre çeperleri vardır. ✔ Depo polisakkaritleri nişastadır. ✔ Toprağa bağlı olduklarından aktif olarak hareket etmezler. ✔ Sinir sistemleri ve duyu organları yoktur. ✔ Büyümeleri sınırsızdır. ✔ Eşeyli, eşeysiz ile üreyebilirler. ✔ Tohumsuz bitkiler, otsu olup tohum oluşturamazlar. Spor oluşturarak metagenez ile ürerler. ✔ Tohumlu bitkiler ise otsu ya da odunsu olabilirler. Tohum oluşturarak eşeyli ürerler. ​ Sıradaki konu: Omurgasız Hayvanlar Önceki konu: Bakteriler Alemi

  • BİYOKAMP

    BİYOKAMP (ARŞİV)

  • HIZLI TEKRAR | selinhoca

    HIZLI TEKRAR KONU ANLATIMLARI

bottom of page