Arama Sonuçları
Boş arama ile 98 sonuç bulundu
- 12. SINIF YAZILI SORULARI | selinhoca
1. DÖNEM YAZILI SORULARI PDF İNDİR - 12. SINIF 1. DÖNEM 1. YAZILI (2023 - 2024) PDF İNDİR - 12. SINIF 1. DÖNEM 2. YAZILI (2023 - 2024) PDF İNDİR - 12. SINIF 1. DÖNEM 2. YAZILI 2. DÖNEM YAZILI SORULARI PDF İNDİR - 12. SINIF 2. DÖNEM 1. YAZILI(1. SENARYO) (2023 - 2024) PDF İNDİR - 12. SINIF 2. DÖNEM 1. YAZILI (2025) PDF İNDİR - 12. SINIF 2. DÖNEM 1. YAZILI(2. SENARYO) (2023 - 2024) PDF İNDİR - 12. SINIF 2. DÖNEM 2. YAZILI (2024)
- 10. SINIF | selinhoca
10. Sınıf Konu Anlatımı ve Ders Notları 10. sınıf Biyoloji derslerinin konu anlatımlarına ve konulara ait ders notlarına ilgili derslerin sayfasına girerek ulaşabilirsiniz. Bu bölümde yer alan konular: Hücre Bölünmeleri (Mitoz Bölünme - Mayoz Bölünme) Üreme Çeşitleri (Eşeyli Üreme - Eşeysiz Üreme) Kalıtım Ekoloji YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI Hücre Bölünmeleri Mitoz Bölünme Mayoz Bölünme Üreme Çeşitleri Eşeysiz Üreme Eşeyli Üreme Kalıtım Kalıtım ile İlgili Kavramlar Gamet - Genotip Fenotip Oranı Monohibrit ve Dihibrit Çaprazlama Kontrol Çapr. Eş Baskınlık Çok Allelik Kan Grupları Eşeye Bağlı Kalıtım Soyağaçları 1 - 2 Mutasyon - Adaptasyon Ekoloji Ekolojik Terimler Beslenme İlişkileri - Madde ve Enerji Akışı Madde Döngüleri - Çevre Kirliliği
- Kemik Kıkırdak Kas Doku | selinhoca
TABLET ANLATIMI İZLE TABLET ANLATIMI İZLE 2 TABLET ANLATIMI İZLE 3 ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE PDF İNDİR ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE 2 ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE 3 Sıradaki konu: Sindirim Sistemi KEMİK DOKU ✔ Embriyonik dönemde iskelet kıkırdak yapılıdır. Daha sonra kemikleşme görülür ve kemik doku oluşur. ✔ Kemik doku hücreleri olan osteositler lakün adı verilen boşluklarda bulunur. ✔ Organik ve inorganik maddelerden oluşan osein adında ara maddesi vardır. ✔ Kemiklerin dışında periost denilen kemik zarı yer alır. Kemiğin enine büyümesini ve onarılmasını sağlar. Görevleri ✔ Vücuda şekil verir ve desteklik sağlar. ✔ Kas ve eklemlerle birlikte hareketi sağlar. ✔ İç organları korur. ✔ Kan hücrelerini üretir. ✔ Mineral depolar. Kemik Doku Çeşitleri Sıkı (Sert) Kemik Doku ✔ Uzun kemiklerin gövdesinde kısa yassı ve düzensiz şekilli kemiklerin dışında bulunur. ✔ Osteositler halkasal görünüm oluşturmuş ve sıkı sıkıya bağlıdır. ✔ Osteositlerin ortasından havers kanalları geçer. Bu kanallar da volkmann kanalları ile birbirine bağlanır. Bu kanallardan kan damarları ve sinirler geçer. Süngerimsi Kemik Doku ✔ Uzun kemiklerin uç kısmında; kısa, yassı ve düzensiz şekilli kemiklerin iç kısmında bulunur. ✔ Boşluklu yapıdadır. Bu boşluklar kırmızı kemik iliği ile doludur. Kemik Çeşitleri Uzun Kemik ✔ Kol ve bacaklarda bulunur. ✔ Baş kısmı ile gövde arasında epifiz plağı bulunur. Kemiğin büyümesini sağlar. ✔ Sıkı kemik dokunun ortasında sarı kemik iliği vardır. Yassı Kemik ✔ Kalınlığı az olan yassılaşmış kemiklerdir. ✔ Kafatası, kaburga, kürek ve kalça kemiği yassı kemiktir. Kısa Kemik ✔ Boy ve genişliği birbirine yakın olan kemiklerdir. ✔ El ve ayak bilek kemikleri kısa kemiktir. Düzensiz Şekilli Kemik ✔ Yapı olarak kısa ve yassı kemiklere benzerler. ✔ Omurlar ve bazı yüz kemikleri düzensiz şekilli kemiklerdir. ✔ Kırmızı kemik iliği, sıkı kemik doku, süngerimsi kemik doku, periost tüm kemiklerde ortak olarak bulunan yapılardır. Kemiklerin Gelişimine Etki Eden Faktörler ✔ Hormonlar ✔ Vitaminler ✔ Mineraller ✔ Genetik Faktörler ✔ Güneş Işığı ✔ Dengeli Beslenme ve Spor KIKIRDAK DOKU ✔ Kıkırdak doku hücrelerine kondrosit, ara maddesine kondrin denir. ✔ Yapısında kan damarı bulunmadığından bağ dokudan difüzyon ile beslenir. Atık maddelerini de aynı şekilde uzaklaştırır. Kıkırdak Doku Çeşitleri Hiyalin Kıkırdak: Ara maddesinde kollejen lif içeren çok sayıda hücreden oluşmuş, basınca dayanıklı kıkırdaktır. ✔ Embriyo iskeleti, soluk borusu, burun, kemiklerin eklem başları, kaburga uçlarında bulunur. Elastik Kıkırdak: Ara maddesinde elastik lifler bulunan, esnek kıkırdaktır. ✔ Kulak kepçesi, kulak yolu, östaki borusu, epiglotis bulunur. Fibröz Kıkırdak: Ara maddesinde kollejen lif bulunan az sayıda hücreden oluşmuş, basınç ve çekmeye karşı dayanaklı kıkırdaktır. ✔ Omurlar arası disklerde, köprücük kemiği gibi kemiklerin eklem bölgelerinde bulunur. EKLEMLER VE ÇEŞİTLERİ ✔ İki ya da daha fazla kemiğin birbiriyle bağlantı kurduğu bölgelere eklem denir. Eklem Çeşitleri Oynar Eklem ✔ Kol ve bacaklarda bulunan hareket yetenekleri en fazla olan eklemlerdir. ✔ Kemiklerin eklem yapan yüzeylerinde eklem kıkırdağı bulunur. Kemiklerin hareketi sırasında aşınmayı önler. ✔ Eklem bölgesinde bağ dokudan yapılmış eklem kapsülü bulunur. ✔ Eklem kapsülünün iç bölgesinde sinovial zar vardır. Bu zardan eklemin hareketi sırasında kemiklerin aşınmasını önleyen sinovial sıvı üretilir. Yarı Oynar Eklem ✔ Oynar eklemlere göre hareket yetenekleri sınırlı eklemlerdir. ✔ Boyun göğüs ve omurlar arasında bulunur. ✔ Kemikler arasında sürtünerek aşınmayı önleyen kıkırdaktan oluşmuş diskler bulunur. Oynamaz Eklem ✔ Hareket yeteneği olmayan eklemlerdir. ✔ Kafatası, yüz kemikleri (alt çene hariç), kalça kemiği arasından bulunur. ✔ Kemikler testere dişlisi şeklinde birbirine bağlanmıştır. ✔ Yetişkin bir insanın iskeletinde 206 tane kemik bulunur. Bebeklerdeki kemik sayısı daha fazladır (350). Büyüdükçe kemikler birbiri ile kaynaşarak kemik sayısı azalır. ✔ İnsan iskeleti; üyeler ve eksen iskeleti olmak üzere iki kısımdan oluşur. ✔ Eksen İskeleti: Baş ve gövdeden oluşur. Baş İskeleti: Kafatası ve yüz kemiklerinden oluşur. Gövde İskeleti: Omurga (33 tane omur kemiği), kaburga (12 çift), göğüs kemiği, omuz kemiklerinden oluşur. ✔ Üyeler İskeleti: Kalça kemikleri, kol, bacak, el ve ayak kemiklerinden oluşur. ✔ Vücudumuzun en küçük kemikleri kulakta bulunur. Bunlar çekiç, örs ve üzengi kemikleridir. ✔ Tüm memelilerin boynunda 7 omur vardır. KAS DOKU ✔ Kaslar, vücudun şeklinin korunmasında ve desteklenmesinde görev yapar. ✔ Eklemlerin birbirine bağlanmasını ve hareketini sağlar. ✔ Kimyasal enerjiyi mekanik enerjiye dönüştürür. ✔ Kas hücrelerinin hücre zarına sarkolemma, sitoplazmasına sarkoplazma, endoplazmik retikulumuna sarkoplazmik retikulum (DER) ve mitokondrisine de sarkozom denir. ✔ Sitoplazmasında miyofibriller bulunur. Miyofibriller kasılmayı sağlar. Aktin ve Miyozin proteinlerinden oluşur. Kas Doku Çeşitleri Çizgili Kas (İskelet Kası) ✔ Vücudun iskelet sistemiyle birlikte hareketini sağlar. ✔ Hücreleri uzun, ince, silindir şeklinde olup çok çekirdeklidir. ✔ Oksijenli solunum ve laktik asit fermantasyonu yapar. ✔ Miyofibriller enine bantlaşma yapar. ✔ Miyoglobin içerdiklerinden renkleri kırmızıdır. (Oksijen depolayan pigment) ✔ Beyin kontrolünde, isteğimize bağlı somatik sinirlerin denetimiyle çalışır. (MSS) Yalnız sinir yoluyla uyarılır ✔ Düz kaslara göre daha hızlı çalışır, daha çabuk yorulurlar. ✔ Eklem bacaklılarda ve omurgalılarda görülür. Düz Kas ✔ Hücreleri mekik şeklinde ve tek çekirdeklidir. ✔ Miyofibriller bantlaşma yapmamışlardır. ✔ Oksijenli solunum yaparlar. ✔ Miyoglobin içermediklerinden açık renkte görünürler. ✔ İsteğimiz dışında hareket ederler ve otonom sinir sistemi tarafından kontrol edilirler. ✔ Çizgili kaslara göre yavaş çalışır, daha geç yorulurlar. ✔ Eklembacaklılar hariç omurgasızlarda ve omurgalılarda organların etrafında bulunur. Kalp Kası ✔ Yapı olarak çizgili kasa, çalışma olarak düz kasa benzer. ✔ Düzgün silindirik yapılı ve dallanmalar ile birbirine bağlamış kas yapılarıdır. Tek ya da iki çekirdekli olabilirler. ✔ Miyofibriller bantlaşma gösterir. ✔ Oksijenli solunum yaparlar. ✔ Miyoglobin taşıdıklarından kırmızı renkte gözükürler. ✔ Sadece kalpte bulunur. ✔ Otonom sinir sistemi tarafından kontrol edilir. İstemsiz çalışırlar. ✔ Çalışması hızlı ancak ritmik şekildedir. KAS İSKELET İLİŞKİSİ İskelet kasları kemiklere sıkı bir bağ dokusu ile bağlanır. Bunlara kas kirişi veya tendon denir. Antagonist Kaslar: Birbirine zıt çalışan kaslardır. Biri kasılırken diğeri gevşer. Örnek: Kol ve bacaklardaki kaslar Sinerjit Kaslar: Aynı anda kasılıp aynı anda gevşeyen kaslardır: Örnek: Karın ve sırt kasları Çizgili Kasların Çalışma Mekanizması ✔ Herhangi bir kasın uyarılması için belirli bir şiddette uyartının kasa ulaşması gerekir. ✔ Sinir hücreleri gibi ya hep ya hiç kuralına göre çalışırlar. Kasın tepki oluşturması için gerekli en düşün uyarı şiddetine eşik değeri denir. ✔ Tepki oluşumuna yetecek bir uyaran nedeni ile kasta meydana gelen değişiklikler üç evrede gerçekleşir. Kasın, kasılıp gevşeme sürecinde gerçekleşen evrelerin tümüne kas sarsı (kasıl sarsılma) denir. I. Bekleme (Gizil) Evresi: Kasın uyarılması ile kasılmanın başlamasına kadar geçen sürenin olduğu evredir. II. Kasılma Evresi: Kasın kasıldığı evredir. III. Gevşeme Evresi: Kasın gevşeyerek eski haline döndüğü evredir. Kas gevşedikten sonra yeniden uyarılana kadar dinlenir. Fizyolojik Tetanoz: Kasa kısa aralıklar ile çok fazla uyarı verilirse kas gevşeme evresini gerçekleştiremeden kasılı kalır. Bu durumda kas esnekliğini kaybeder ve sertleşir. Buna fizyolojik tetanoz denir. Kas Tonusu: Kaslar, vücut duruşunu düzenlemek ve gelen uyarılara hemen cevap verebilmek amacı ile dinlenme durumunda bile bir miktar kasılı kalır. Bu durum orta beyin tarafından kontrol edilir. Buna kas tonusu denir. Huxley’in Kayan İplikler Modeline Göre Çizgili Kasın Kasılması ✔ Bu modele göre kasılma aktin ipliklerinin miyozin iplikleri üzerinde kaymasıyla gerçekleşir. ✔ Aktin ve miyozin ipliklerinin beraber oluşturdukları yapıya aktomiyozin denir. I Bandı: Sadece aktin ipliklerinin olduğu bölgedir. Açık renkte görülür. A Bandı: Miyozin ve aktin ipliklerinin beraber bulunduğu bölgedir. Kasılma ve gevşeme sırasında boyu değişmez ve daima miyozin ipliklerinin boyu kadardır. Koyu renkle görülür. H Bandı: Sadece miyozin ipliklerinden oluşur. Z Çizgisi: Aktin ipliklerini tam ortasından enine kesen çizgidir. Sarkomer: İki Z çizgisi arasında kalan bölgedir. Kasın kasılma birimini oluşturur. Kasılma Sırasında Gerçekleşen Olaylar ✔ Z çizgileri birbirine yaklaşır. ✔ Sarkomer daralır. ✔ I Bandı kısalır. ✔ H Bandı kısalır. (Görülmez, kaybolur.) ✔ A Bandı değişmez. ✔ Kasın boyu kısalır. Gevşeme Sırasında Gerçekleşen Olaylar ✔ Z çizgileri birbirinden uzaklaşır. ✔ Sarkomer genişler. ✔ I Bandı uzar. ✔ H Bandı uzar. ✔ A Bandı değişmez. ✔ Kasın boyu uzar. Kasılma ve Gevşeme Sırasında Ortak Görülen Olaylar ✔ A bandının boyu değişmez. ✔ Kasın kütlesi ve hacmi değişmez. ✔ Aktin ve miyozin ipliklerinin boyu değişmez. ✔ Solunum yapılır. ✔ ATP harcanır, CO2 ve ısı üretilir. ✔ Miyozin yeri değişmez ancak aktinin yeri değişir. Kasın Çalışması Sırasında Görülen Olaylar ✔ Kaslar beyinden gelen sinirlerle uyarılır. ✔ Sarkolemmaya gelen sinir uçlarından asetilkolin ve nöradrenalin gibi nörotransmitter maddeler salgılanır. ✔ Bu kimyasal maddeler sarkolemmanın Na+ iyonlarına geçirgenliğini artırır. (Depolarizasyon) ✔ Depolarizasyon, kas hücrelerindeki sarkoplazmik retikulumu etkileyerek Ca+2 iyonlarının aktin ve miyozin iplikleri üzerine salınmasına yol açar. ✔ Ca+2 iyonları miyozin üzerindeki ATP sentaz enzimini aktif ederek ATP’nin hidrolizini başlatır. Bunun sonucunda ADP, P ve enerji elde edilir. ✔ Açığa çıkan enerji aktinlerin miyozin üzerinde kaymasını ve böylece kasın kasılmasını sağlar. ✔ Daha sonra Ca iyonları aktif taşıma ile sarkoplazmik retikuluma döner ve kas gevşemeye başlar. (Bu sırada aktif taşıma yapıldığında kasın gevşemesi sırasında da enerji harcanır.) ✔ Kastaki herhangi bir metabolik bozukluk Ca iyonlarının sarkoplazmik retikulumdan dışarı sızmasına ve endoplazmik retikulum içerisinde tekrardan alınamamasına yol açar. Bu da kasın kasılı kalmasına neden olur. Vücuttaki tüm kasların, ölümden sonra katılaşmasının sebebidir. Buna ölüm katılığı (Rigor Mortis) denir. ROMATİZMA ✔ Sebep: Bağışıklık mekanizmasında meydana gelen bozukluktur. Çok fazla çeşidi vardır. En bilineni eklem romatizmasıdır. ✔ Sonuç: Eklemlerde şişlik, ağrı ve sıcaklık ile belirti verir. ✔ Tedavi: Kronik bir hastalıktır. Tanı konduktan sonra ilaçla tedavi edilmeye çalışılmaktadır. KİREÇLENME ✔ Sebep: Eklemlerde bulunan kıkırdak yapının zarar görmesi ve eklem sıvısının azalması sonucu ortaya çıkar. ✔ Sonuç: Hareket problemleri. ✔ Tedavi: ilaç, sağlıklı ve dengeli beslenme, spor KRAMP ✔ Sebep: Kaslara aniden ağır bir çalışma ile yüklenildiğinde kas hücrelerinde yeterli besin ve oksijen sağlanamaması, mineral kaybı durumunda kramp oluşur. ✔ Sonuç: Hareket problemleri. ✔ Tedavi: Kramp bölgesini rahatlatmak amacı ile masaj uygulamak. Eğer krampa neden olan bir mineral eksikliği ise o minerali besin olarak almak. KEMİK ERİMESİ (OSTEOPOROZ) ✔ Sebep: Genetik nedenler, yaşlılık sonucu kemik hücresi kaybı, D vitamini eksikliği, mineral eksikliği ile kemik ara maddesinin azalması kemik erimesinin nedenleri arasındadır. Ayrıca, menopoz döneminden sonra östrojen hormonunun azalmasıyla da başlayabilir. ✔ Sonuç: Kemikler zayıflar ve kolay kırılır. ✔ Tedavi: Güneş ışığından faydalanma, düzenli fiziksel aktiviteler ve yeterli oranda protein ve kalsiyum, mineral ve vitamin alımı bu hastalık yavaşlatabilir. KIRIK ✔ Sebep: Kemik bütünlüğünün, vurma, çarpma, düşme sonucu bozulmasıdır. ✔ Tedavi: Tedavisi platin çubuklar, alçıya alma ile kemiğin kaynaşmasını sağlama, doku mühendisliği ile kırık bölgenin kemik yamalarla onarma ve protez kullanımı ile sağlanmaktadır. ÇIKIK ✔ Sebep: Kemiklerin eklem yerlerinden ayrılmasıdır. Oynar eklemlerdeki eklem bağlarının ve eklem kapsülünü zorlayan bir harekette bulunulması sonucunda gerçekleşebilir. ✔ Sonuç: Ağrı, şişlik ve morluk gözlenir. ✔ Tedavi: Çıkık durumlarına göre ameliyata kadar değişlik tedaviler vardır. BURKULMA ✔ Sebep: Eklemlerin çevresinde yer alan bağların ani bir hareket sonucu kısmen yırtılması olayıdır. ✔ Sonuç: Ağrı, şişlik ve morluk gözlenir. ✔ Tedavi: Burkulma durumlarına göre farklı tedaviler vardır. İlaç, hareket etmeme, buz tedavisi, ameliyat. MENİSKÜS ✔ Sebep: Diz eklemlerinde kıkırdak yapılı olan yük ve eklem dengesi sağlayan iki adet menisküs bulunur. Bu yapıların yırtılmasıdır. ✔ Sonuç: Ağrı, şişlik, hareket problemi. ✔ Tedavi: Ameliyat. PDF İNDİR 2 PDF İNDİR 3 Önceki konu: Kulak, Dil, Deri
- Aylık Tarama Soru Çözümleri | selinhoca
AYLIK TARAMA SORU ÇÖZÜMLERİ TYT AYT
- Sitoplazma | selinhoca
TABLET ANLATIMI İZLE TABLET ANLATIMI İZLE 2 ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE 2 PDF İNDİR PDF İNDİR 2 2) SİTOPLAZMA ✔ Hücrenin içini dolduran, hayatsal faaliyetlerin gerçekleştiği plazmadır. ✔ İçinde inorganik ve organik maddeler vardır. Ayrıca görevleri birbirinden farklı olan organeller de bulunur. ✔ Sitoplazmanın organeller hariç yarı akışkan kısmına SİTOZOL denir. Sitozolün büyük bir kısmını su oluşturur. (%90) bu oran canlılarda %98'e kadar yükselebileceği gibi %5'e de düşebilir. Bu sıvının içinde enzimler, RNA, organik bileşenlerin yapı taşları, atık maddeler, mineraller… bulunur. Prokaryot hücrelerde sitozol içinde DNA da bulunur. ZARSIZ ORGANELLER 1) Ribozom ✔ Tüm canlı hücrelerde bulunur. (Memelilerin olgun alyuvar hücrelerinde bulunmaz. Ancak bu hücre ilk üretildiğinde ribozoma sahiptir. Organel ve çekirdeklerini sonradan kaybetmektedir.) ✔ Zarsız ve en küçük organeldir. ✔ Protein sentezi yapar. ✔ Yapısında protein ve rRNA bulunur. Prokaryot ve ökaryotlarda protein ve rRNA içerikleri farklıdır. Ökaryotlarda daha büyüktür. ✔ Çekirdekçik bölgesinde yapısını oluşturan rRNA ve protein üretildiğinden, üretim yeri çekirdekçiktir. ✔ Küçük ve büyük olmak üzere iki alt birimden oluşur. Pasif haldeyken alt birimler birbirinden ayrıdır. Protein sentezi sırasında alt birimler birleşir ve ribozom görevini yerine getirir. ✔ Prokaryot; sitoplazmada serbest halde; Ökaryot; sitoplazmada serbest halde, başka bir organelin içinde (kloroplast,mitokondri), endoplazmik retikulumun ve çekirdek zarının üzerinde bulunur. ✔ Bir hücrede aynı protein çeşidinden çok sayıda üretilmek istendiğinde çok fazla ribozom bir araya gelerek polizom (poliribozom) oluşturur. 2) Sentrozom ✔ Hücre bölünmesi sırasında iğ iplikleri oluşturarak hücre bölünmesine yardım eder. ✔ Bitki hücrelerinde görülmez. Hayvan hücrelerinin de sadece bölünebilenlerinde (kas, sinir, yumurta hücresinde yoktur.) bulunur. Mantar hücrelerinde vardır. Not: Sperm içinde bulunan sentrozom döllenmeye katılarak zigotun sentrozomu haline gelir. Bu nedenle vücudumuzda bulunan tüm sentrozomlar babamızın spermi içindeki sentrozomdan kopya alınarak üretilmiştir. ✔ Bir sentrozom iki tane sentriyolden oluşmuştur. Bu sentriyollerin yapısında ise mikrotübüller vardır. ✔ Görev yapmaya başlamadan kısa bir süre önce kendini eşleyerek iğ iplikleri üretir. TEK ZARLI ORGANELLER 1) Endoplazmik Retikulum ✔ Ökaryot hücrelerde çekirdek ile hücre zarı arasında yer alan kanallar sistemidir. Görevleri; ✔ Hücre içinde madde taşınmasını sağlar. ✔ Çekirdek zarını oluşturur ve çekirdek zarı ile doğrudan bağlantılıdır. ✔ Hücreye mekanik destek olur. ✔ Hücre içerisinde gerçekleşen asidik ve bazik tepkimelerin birbirine etki etmeden gerçekleşmesini sağlar. ✔ Karbonhidrat, yağ ve protein sentezinde görev alır.. ✔ Golgi cisimciği, koful ve lizozom organelinin üretimini sağlar. ✔ Golgi cisimciği ile birlikte çalışır. ✔ Üzerinde ribozom bulunup bulunmamasına göre iki çeşittir. Granüllü Endoplazmik Retikulum (GER) ✔ Üzerinde ribozom bulunur. ✔ Protein sentezinin çok fazla yapıldığı enzim, hormon ve salgı üretiminin çok olduğu hücrelerde bol miktarda bulunur. ✔ Proteinli moleküllerin golgi cisimciğine taşınmasından sorumludur. ✔ Hücre dışına salgılanacak, organel ve hücre zarındaki protein yapılı molekülün üretiminden üzerindeki ribozomlar sorumludur. Granülsüz Endoplazmik Retikulum (DER) ✔ Üzerinde ribozom bulunmaz. ✔ Hormon ve yağ sentezi yapan hücrelerde bol miktarda bulunur. ✔ Yağ, karbonhidrat ve mineral taşınmasından sorumludur. ✔ Kas hücrelerinde kasılmayı gerçekleştirmek için Ca depolaması yapar. ✔ İnsan karaciğer hücrelerinde ilaçların olumsuz etkilerini giderir ve glikojen depolar. GER ve DER aynı hücrede bir arada bulunabilir. 2) Golgi Cisimciği (Aygıtı) ✔ Yassılaşmış keseciklerden oluşmuş organeldir. Yassı keseciklerin uçlarında tomurcuklanarak oluşmuş küçük keseler vardır. ✔ Endoplazmik retikulum ile beraber çalışır. Genellikle birbirlerine yakın konumlanmışlardır. ✔ Golgi cisimciği endoplazmik retikulüme bakan yüzeyine bağlanan kesecikler içeriğini boşaltarak golgi aygıtının yapısına katılır. Golgi cisimciği endoplazmik retikulumdan gelen bu kesecikler vasıtasıyla gelişir. Golgi cisimciğine gelen maddeler golgi kanalları boyunca ilerlerken değişikliğe uğratılarak yapısı geliştirilir. Golgi cisimciğindede bu moleküllere yağ, şeker, fosfat ve sülfat grupları eklendiği gibi bazı moleküllerde çıkarılarak molekülün ana yapısı değiştirilebilir. Son halini alan molekül golginin hücre zarına bakan yüzeyinden kesecikler halinde salınır. Görevleri; ✔ Hücreye özgü salgıların üretilmesini ve ekzositozla atılacak olan salgı keseciğinin oluşturulmasını sağlar. ✔ Lizozom ve koful gibi organellerin üretilmesini sağlar. ✔ Kompleks organik maddelerin üretilmesini sağlar. (glikoprotein,glikolipit, fosfolipit…) ✔ Hücre zarının ve hücre çeperinin üretilmesini sağlar. (Selüloz üretimi golgi cisimciğinde gerçekleşmez. Ancak, bitki hücre çeperinin yapısına katılan diğer organik maddelerin üretimi burada gerçekleşir.) 3) Lizozom ✔ Golgi cisimciği tarafından oluşturulan içinde sindirim enzimleri bulunan organeldir. ✔ Bitki hücrelerinde bulunmaz. Özellikle pinositoz ve fagositoz yapan hücrelerde bol miktarda bulunur. ✔ İçeriğinde bulunan enzimler lizozom içindeyken pasif haldedir. Görevini yaptığı sırada aktif hale geçmektedir. (Aktifleştirme işlemi pH değişimi ile olmaktadır.) Görevleri; ✔ Hücre içi sindirim yapar. Fagositoz ve pinositozla içeri alınan besin kofunun etrafını sararak içeriğin sindirilmesini sağlar. Fagositozla içeri alınan molekül besin dışında bir mikroorganizma olabilir. ✔ Yaşlanmış ya da fonksiyonu bozulmuş organelleri parçalar. (Otofaji) ✔ Gerektiğinde kendini patlatır. İçeriğinde bulunan enzimler sitoplazmaya yayılır ve hücre kendini sindirir. Bu olaya otoliz denir. Bu durum hücre yaşlandığında ya planlanmış hücre ölümleri mekanizması için gereklidir. ✔ Lizozom aktivitesinin azalması bazı hastalıklara ve deri hücrelerinde lekelenmelere sebep olabilmektedir. 4) Koful ✔ Hücre içerisinde çeşitli görevleri bulunan organeldir. ✔ Genel olarak hayvan hücrelerinde çok sayıda küçük; bitki hücrelerinde ise az sayıda büyük kofullar bulunur. ✔ Bitki hücreleri yaşlandıkça koful büyüklükleri artar merkezde bulunan en büyük kofula merkezi koful denir. Bu koful bitki hücresi çok yaşlandığında diğer organelleri ve çekirdeği sıkıştırarak hücrenin ölmesine neden olur. Görevlerine göre kofullar; Depo kofulu: Genellikle bitki hücreleri de bulunur. Atık madde, pigment ve su depolanmasını sağlar. Besin kofulu: Endositozla alınan besini taşıyan kofuldur. Boşaltım kofulu: Ekzositozla atılacak maddeyi taşıyan kofuldur. Salgı kofulu: Ekzositoz ile salgılanacak salgıyı (enzim, hormon ya da özel bir madde) taşıyan kofuldur. Sindirim kofulu: Besin kofulu ile lizozom organelinin birleşmesi ile oluşan kofuldur. Endositoz ile hücre içine alınan besinin sindirilmesini sağlar. Kontraktil (Vurgan) koful: Tatlı sularda yaşayan ökaryot tek hücreli canlılarda hücre içine giren fazla suyun aktif taşıma ile dışarı atılmasını sağlayan kofuldur. Bu olay suyun enerji harcanarak atıldığı tek yerdir. 5) Peroksizom ✔ Hemen hemen tüm ökaryot hücrelerde bulunabilen ve H2O2’yi parçalayarak etkisiz hale getiren organeldir. ✔ Yağ asitlerinin solunuma katılma sürecinde oksijen kullanarak parçalanmasını sağlar. Bu şekilde mitokondriye yardım eder. Çift Zarlı Organeller 1) Mitokondri: ✔ Oksijenli solunum ile enerji üretiminin yapıldığı organeldir. Çok fazla enerji harcayan hücrelerde bol miktarda bulunur. (sinir hücresi , kas hücresi gibi..) ✔ İç ve dış olmak üzere iki zarı vardır. İç zar kıvrımlıdır. Bu kıvrımlara krista denir. Krista mitokondrinin yüzey alanını artırarak daha verimli çalışmasını sağlar. ✔ İçini dolduran sıvıya matriks denir. Matriks sitoplazma benzeri bir sıvıdır ve içerisinde inorganik ve organik maddeler bulunur. Matriks içerisinde enzim, ribozom organeli, DNA ve RNA moleküleri vardır. ✔ Kendini çoğaltabilir. Ancak kendi dış zarını üretecek olan nükleik asit şifresi kendi DNAsında bulunmadığından çoğalması hücre DNAsı kontrolündedir. ✔ Protein sentezi yapabilir. 2) Plastidler: ✔ Bitki hücrelerinde bulunan içerdiği pigmentler ile hücreye renk verebilen ve çeşitli görevleri olan organellerdir. ✔ İç ve dış olmak üzere çift zarlıdırlar. Üç çeşit plastid vardır. a) Kloroplast ✔ İçerisinde yeşil renk veren pigment bulunan (klorofil) plastidlerdir. ✔ Bulunduğu hücreye yeşil renk verir. Fotosentez yapabilen tüm ökaryotik hücrelerde bulunur. ✔ Kısa süreli nişasta depolayabilir. ✔ İç ve dış olmak üzere çift zarlıdır. İç zar düzdür. ✔ İçindeki sıvıya stroma denir. Bu sıvı sitoplazmaya benzer ve içerisinde inorganik ve organik maddeler bulunur. Ayrıca içinde enzim, ribozom, DNA ve RNA molekülleri bulunur. ✔ İçerisinde tilakoit zarların oluşturduğu üçüncü zar sistemi vardır. Bu zar sisteminde, grana (granum) denilen yapılar bulunur. Klorofil pigmentleri bu yapıların içinde bulunur. Granalar birbirine tilakoit ara lamellerle bağlıdır. Bu yapılar granalar tarafından yakalanmayan ışığı yakalayıp fotosentez verimi artırır. ✔ Kendini çoğaltabilir. Dış zarının genetik şifresi kendi DNA’sında bulunmadığından çoğalırken hücre DNA’sına bağlıdır. ✔ Protein sentezi yapabilir. b) Kromoplast ✔ Yeşil hariç renk pigmentlerini taşıyan plastidlerdir. Kırmızı: likopen Sarı: ksantofil Turuncu: karoten ✔ Bitkilerin çiçek yaprak ve kök gibi yapılarında bulunur. Taşıdığı rengi bitkiye verir. c) Lökoplast ✔ Renk pigmenti içermeyen plastidlerdir. ✔ Işık görmeyen kısımlarda bulunur. ✔ Bulunduğu hücreye göre farklı besin maddelerinin depolanmasını sağlar. Patates: Nişasta Pirinç: Nişasta Fasulye tohumu: Protein… ✔ Bitkilerin depo organlarının hücrelerinde bol miktarda bulunur. ✔ Gerekli çevre şartları sağlandığında plastidler birbirlerine dönüşebilirler. Örn: Olgunlaşan domatesin kırmızı olması Örn: Patatesin güneşte bekletildiğinde yeşile dönmesi HÜCRE İSKELET ELEMANLARI ✔ Ökaryot sitoplazması içerisinde bulunan protein yapılı lifli moleküllerdir. Üç çeşit hücre iskelet elemanı vardır. 1) Mikrofilament ✔ Aktin proteinlerinden oluşmuş en ince hücre iskelet elemanlarıdır. GÖREVLERİ: 1) Gerilmelere karşı koyarak hücrenin biçimini korur. 2) Kas hücrelerinin kasılmasını sağlar. (aktin) 3) Yalancı ayak ve mikrovillus oluşumu sağlar. 4) Hayvan hücrelerinde hücre bölünmesi sırasında boğumlanmayı sağlar. 5) Sitoplazmanın hareket etmesini sağlar. 2) Ara Filament ✔ Üst üste sarılmış lifli proteinlerden oluşan orta kalınlıktaki hücre iskelet elemanıdır. GÖREVLERİ: 1) Hücrenin şeklinin sabit kalmasını sağlar. 2) Çekirdek ve organellerin yerinin sabit kalmasını sağlar. 3) Deride bulunan ara filamentler keratin yapılıdır. Keratin yapılı ara filamentler deri hücreleri arasında bağlantı sağlayarak dayanıklılığını artırır. 3) Mikrotübül ✔ Tübülin proteinlerinden oluşmuş en kalın hücre iskelet elemanlarıdır. GÖREVLERİ: 1) Hücrenin şeklinin sabit kalmasını sağlar. 2) Hücre organellerinin gerektiğinde hareket etmesinin sağlar. 3) Sentriyol, sil ve kamçı yapıların yapısına katılır. 4) Hücre bölünmesi sırasında kromozomların hareketini sağlar. 5) Selüloz liflerinin düzenlenmesini sağlar. Sıradaki konu: Çekirdek Önceki konu: Hücre Zarı - Hücre Çeperi
- Özelleşme Bilimsel Bilgi | selinhoca
Önceki konu: Çekirdek Sıradaki konu: Hücre Zarından Madde Geçişleri ÖZELLEŞME HÜCRE --> DOKU --> ORGAN --> SİSTEM --> ORGANİZMA ✔ Her hücre kendi içerisinde özelleşerek organeller ile bazı görevleri daha kolay yerine getirmiştir. ✔ Çok hücreli canlılar ise daha kompleks görevleri yerine getirmek için hücreler arasında özelleşme görülür. ✔ Çok sayıda benzer hücrelerin bir araya gelmesiyle oluşan yapıya doku denir. ✔ Farklı dokuların bir araya gelmesiyle oluşan yapıya organ denir. ✔ Ortak amaca hizmet eden organların bir araya gelmesiyle oluşan yapıya sistem denir. ✔ Sistemler bir araya gelerek organizmayı oluşturur. ÖZELLEŞMENİN FAYDALARI ✔ Metabolizma olaylarının daha verimli ve hızlı olmasını sağlar. Harcanan enerji miktarı da azalır. ✔ Çok hücreli canlıların hayatta kalma şansı tek hücrelilere göre daha fazladır. Çok hücrelilerde özelleşme daha fazla olduğundan ortamdaki kaynaklardan daha iyi faydalanırlar. ✔ Tek hücreli canlıların büyümesi sınırlıdır. ÖZELLEŞMENİN GETİRDİĞİ SORUNLAR ✔ Tek hücreliler temel faaliyetlerini kendileri düzenler. Çok hücreliler ise bu temel faaliyetlerin sadece bir tanesini gerçekleştirebilmek için özelleşmiştir. ✔ Çok hücreli bir canlıda hayati öneme sahip bir dokunun zarar görmesi, diğer dokularda sorun olmasa bile canlının ölümüne yol açabilir. ✔ Fazla özelleşmiş yapılar dayanıksızdır. BİLİMSEL YÖNTEM 1)Gözlemler Yapma: Bilim insanı merak ettiği bir konu hakkında bilgi edinir. Veriler toplar. Nitel Gözlem: Ölçüm araçlarının kullanılmadığı gözlemlerdir. Sonuçları subjektiftir. Nicel Gözlem: Ölçüm araçlarının kullanıldığı gözlemlerdir. Sonuçları objektiftir. 2)Problemin Tespiti: Yapılan gözlemler sonucunda bilim insanının araştırdığı konu ile ilgili cevap aradığı sorudur. 3)Hipotez Kurma: Gözlemlerden yola çıkarak problemine bulduğu geçici çözümdür. Hipotez, probleme doğru cevap vermek zorunda değildir. Eleştiri ve deneylerle test edilmeye açık olmalı; verileri kapsamalıdır. 4)Tahminde Bulunma: Hipotez ile alakalı kurulmuş bir tahmindir. «Eğer…..ise…..dir.» tipik bir tahmin cümlesidir. 5) Kontrollü Deney: Hipotezin test edilmesi amacı ile yapılmış deneydir. ✔ Kontrol ve deney grubu olmak üzere iki ana gruptan oluşur. ✔ Probleme konu olan, araştırılmak istenen değişken iki grup arasında farklı olarak seçilir. Buna bağımsız değişken denir. Diğer değişkenler aynı şekilde seçilir. ✔ Bağımsız değişken nedeni ile iki grup arasında ortaya çıkan sonuca bağımlı değişken denir. Bağımlı değişken, bağımsız değişkene bağlıdır. ✔ Kontrollü deneyin sonucu hipotez desteklenmezse hipotez çürür. Hipotez kurulmasından itibaren basamaklar tekrarlanır. ✔ Hipotez ile kontrollü deney sonuçları birbirine uyumlu olursa hipotez diğer bilim insanları ile paylaşılır. Destek bulursa, gerçeğe dönüşür. Bu durumda çok sayıda bilim insanı tarafından destek görmüş bir hipotez olabileceği gibi teori ya da kanun halinde de dönüşebilir. 6) Teori ve Kanun: Teori: Doğa olaylarının neden gerçekleştiğini açıklayan kuramlardır. Birçok hipotezi kapsayabilir. Kanun: Doğa olaylarının nasıl gerçekleştiğini açıklayan kuramlardır. ✔ Teori ve kanun arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur. Teoriler, kanunlara dönüşemezler. ✔ Hipotezler, konu kapsamına göre teori ya da kanun halini alabilirler. PDF İNDİR TABLET ANLATIMI İZLE ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE
- Hücre Zarı Hücre Çeperi | selinhoca
Önceki konu: Hücre Sıradaki konu: Sitoplazma Hücrenin Yapısı Hücreler temel olarak üç kısımda incelenir. 1. Hücre Zarı 2. Sitoplazma 3. Çekirdek 1) Hücre Zarı: Canlı hücreyi cansız çevreden ayıran ince bir zardır. Görevleri 1. Hücreyi dış etkenlerden korur. 2. Hücreye şekil verir. 3. Hücre içeriğinin bir arada kalmasını sağlar. (Dağılmasını önler.) 4. Hücrenin madde alışverişi yapmasını sağlar. 5. Prokaryot hücrelerde fotosentez ve solunuma yardım eder. 6. Bitki hücrelerinde selüloz sentezini sağlar. Özellikleri 1) Canlıdır. 2) Esnektir. 3) Seçici-geçirgendir. 4) Akıcıdır. 5) Mozaiktir. 6) Porları vardır. 7) Karbonhidrat, yağ ve protein moleküllerinden oluşmuştur. Akıcı – Mozaik Zar Modeli Bilim adamları 20. yy başlarından itibaren hücre zarının yapısını anlamaya çalışmışlardır. Bunun için birçok model öne sürülmüştür. Günümüzde geçerli olan model Singer ve Nicholson tarafından 1972 yılında oluşturulmuştur. Bu modele akıcı-mozaik zar modeli denmiştir. Modele bu adın verilmesinin sebebi; ✔ Yapısına katılan moleküllerin yerlerinin sabit olmaması nedeni ile akıcı; ✔ Yapısını oluşturan moleküllerin dağılımının düzensiz olması nedeni ile de mozaik yapıda olmasıdır. ✔ Fosfolipit: Hücre zarı çift katlı fosfolipit tabakasından oluşmuştur. Fosfolipitler kuyruk kısımları birbirine bakacak şekilde dizilmişlerdir. Fosfolipitlerin bu dizilişi hücre zarının iç tarafının hidrofobik; dış tarafının hidrofilik olmasını sağlar. ✔ Proteinler fosfolipit tabakası içine tamamen gömülü olarak ya da yarı gömülü olarak yerleşmişlerdir. Tamamen gömülü olanlar madde alışverişinde görev alacak olan taşıyıcı protein (por) yapısını oluşturur. ✔ Karbonhidratlar fosfolipit ya da proteinlere bağlanarak hücre zarının yapısına katılırlar. Karbonhidratın lipitlere bağlanması ile glikolipit; proteinlere bağlanması ile glikoprotein oluşur. ✔ Glikoproteinlerin ve glikolipitlerin hücre zarındaki yerleri ve sayıları önemlidir. Bu durum hücrenin özgüllüğünü sağlar. 1. Hücrelerin birbirini tanımasını sağlar. 2. Hücre zarının seçici – geçirgen olmasını sağlar. 3. Hücreye gelen hormon gibi sinyal moleküllerinin tanınmasını sağlar. Hücre Zarının Farklılaşması İle Oluşan Yapılar Kamçı: Hücreden çıkan uzun ve az sayıda olan uzantılardır. Hücrenin hareket etmesini sağlar. Sil: Hücreden çıkan kısa ve çok sayıda uzantılardır. Tek hücreli canlılarda canlının hareket etmesini sağlar. Çok hücreli canlılarda ise bulunduğu ortamın hareketlenmesini sağlar. Yalancı Ayak (Pseudopod): Hücrenin geçici olarak oluşturduğu sitoplazmik uzantılardır. Hareket ve besin alımında (fagositoz) kullanılır. Pinositik Cep: Pinositoz sırasında hücre zarının çöküntü oluşturması ile oluşan geçici oluşumdur. Böbrek hücrelerinde görülür. Mikrovillus: Hücre zarının dışarı doğru oluşturduğu parmak şeklindeki çıkıntılardır. Besinlerin emilim yüzeyini artırır. İnce bağırsağın iç yüzeyindeki hücrelerde görülür. Mezozom: Oksijenli solunum yapan prokaryotlarda solunum yüzeyini artırarak solunumu hızlandırmak amacıyla hücre zarının sitoplazma içine doğru kıvrımlar yapması ile oluşan yapıdır. Hücre Çeperi (Duvarı) Bazı hücrelerde hücre zarının dışında bulunan koruyucu tabakadır. Özellikleri 1. Cansızdır. 2. Serttir. 3. Tam geçirgendir. 4. Yapısı bulunduğu canlı türüne göre değişir. Görevleri 1. Hücreyi korur. 2. Hücreye şekil verir. 3. Hücrenin aşırı su almasını engeller. (Hemolize engel olur.) Bitki ve alg hücrelerinde --> Selüloz Mantar hücrelerinde --> Kitin Bakteri hücrelerinde --> Peptidoglikan Arke hücrelerinde --> Yalancı peptidoglikan ✔ Bazı prokaryotlarda yoktur. (mikoplazma, thermoplama) ✔ Bitki hücrelerinde hücre çeperlerinde plazmodesma denilen boşluklar vardır. PDF İNDİR TABLET ANLATIMI İZLE ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE
- Bakteriler Alemi | selinhoca
Önceki konu: Sınıflandırma Çeşitleri Sıradaki konu: Arke Protista Mantar Bitki Alemi BAKTERİLER ALEMİ ✔ Keşfedilmemiş bakteri türü sayısının keşfedilmişlerden fazla olduğu düşünülmektedir. ✔ Bakterilerin çok büyük bir kısmı insan için yararlıdır. Bakterilerin Yapısı ✔Tek hücreli ve prokaryot canlılardır. ✔ Peptidoglikandan oluşmuş hücre duvarları vardır. Bu duvar bazılarında kalın bazılarında incedir. Bu durum sınıflandırılmasında kullanılır. (Gram + ve gram – bakteri) ✔ Bazı bakterilerde hücre duvarının üzerinde kapsül denilen bir yapı bulunur. Kapsül bakteriyi fagositozdan korur. Kapsüllü bakteriler genellikle patojendir. ✔ Hücre duvarının altında hücre zarı vardır. ✔ Bazı bakterilerde hareket etmesini sağlayan hücreden çıkan az sayıda uzun uzantılar bulunur. Bunlara kamçı denir. Kamçının yeri ve sayısı sınıflandırmada önemlidir. ✔ Bazı bakterilerde hareket etme ve bir yere tutunmasını sağlayan hücreden çıkan çok sayıda kısa uzantılar bulunur. Bunlara pilus denir. ✔ Sitoplazmasında DNA, RNA ve ribozom (zarlı organeli yoktur.) bulunur. Bunlar dışında metabolizması ile ilgili diğer organik ve inorganik maddeler de vardır. ✔ Genetik maddesi (DNA) sitoplazma içine dağılmış durumdadır. DNAsı halkasal ve n kromozomludur. ✔ Oksijenli solunum yapan bakterilerde hücre zarı sitoplazmaya doğru kıvrımlar oluşturarak kendini mitokondri iç zarına benzetmiştir. Bu yapıya mezozom denir. ✔ Fotosentez yapanlarda hücre zarı fotosenteze yardım eder ve klorofil pigmenti taşır. ✔ Bazı bakterilerde gerçek DNA dan ayrı olarak halkasal küçük DNA parçaları bulunur. Bunlara plazmit denir. Plazmitler genellikle çevre şartlarına direnç genleri taşır. Plazmitler sayesinde çevre şartlarına daha dayanıklı bakteriler oluşur. Konjugasyon ile plazmitleri birbirine aktarabilirler. Konjugasyon ✔ Canlı iki bakteri arasında tek yönlü gen alışverişidir. ✔ İki bakteri yan yana gelir ve aralarında sitoplazmik köprü oluşturulur. Bakterilerden biri sahip olduğu plazmiti kopyalar ve kopyalanmış plazmiti köprü aracığı ile diğer bakteriye gönderir. ✔ Konjugasyon tamamlandığında birey sayısı değişmediğinden bu bir üreme değildir. Ancak genetik çeşitliliği artıran bir olaydır. ✔ Çevre şartlarına karşı direnç kazanmış bir bakteri kısa süre içerisinde bu yöntem ile diğer bakterilerin de dirençli hale gelmesini sağlar. ✔ Depo polisakkaritleri glikojendir. ✔ Bazı bakteriler çevre şartları olumsuz hale geldiğinde metabolizma hızını azaltarak korunaklı ve sert bir zar içerisine bürünürler. Bu yapıya endospor denir. Endospor halindeki bir bakteri yüzlerce yıl bu halde kalabilir. Yüksek sıcaklık, basınç, tuz ya da pH değişimine dayanabilir. Endospor yapısı üreme ile alakalı değildir. İkiye Bölünme ✔ Bakterilerin eşeysiz üreme şeklidir. ✔ Genetik çeşitlilğe neden olmaz. Oluşan yeni bakteriler eski bakterinin genetik olarak kopyasıdır. ✔ Bakteri kromozomu eşlendikten sonra sitokinez başlatılarak bakteri iki parçaya bölünmüş olur. Bu olay mitoz bölünme değildir. ✔ Bakteriler her 20 dakikada bir ikiye bölünürler. Çevre şartları uygun olduğunda bu bölünme devam eder. Ancak besin sıkıntısı, atık madde çoğalması ve sıcaklık artması gibi sebepler nedeniyle bölünme önce yavaşlar sonra durur. Bakterilerde Solunum ✔ Aerob: Oksijenli solunum yapar. ✔ Anarerob: Oksijensiz solunum yapar. ✔ Geçici (Fakültatif) Aerob: Normalde oksijensiz solunum, zorunlu durumlarda oksijenli solunum yapar. ✔ Geçici (Fakültatif) Anaerob: Normalde oksijenli solunum, zorunlu durumlarda oksijensiz solunum yapar. Bakterilerde Beslenme Ototrof Bakteri: İnorganik maddeleri organik madde haline getirerek kendi besinini üretebilen bakterilerdir. ✔ Besinini üretirken ışık enerjisi kullanan bakterilere fotoototrof bakteri denir. Bu bakteriler fotosentez yapar ve klorofil taşırlar. ✔ Besinini üretirken inorganik maddeleri oksitleyen bakterilere kemoototrof bakteri denir. Bu bakteriler kemosentez yaparlar. Madde döngüsünde çok büyük öneme sahiptirler. Heterotrof Bakteri: Besinini üretemeyip organik maddeleri dışarıdan hazır alan bakterilerdir. ✔ Organik maddeleri sindirecek enzimlere sahip olmadıklarından besinleri sadece hücre zarından geçebilecek büyüklükteyken (monomer) alabilen bakterilere parazit bakteri denir. Bu bakteriler sindirilmiş besinlerin hazır bulunduğu yerlerde yaşarlar. (sindirim sistemi, kan…) Bulundukları ortama toksik madde bıraktıklarından patojen(hastalık yapıcı)dirler. ✔ Organik maddeleri, güçlü sindirim enzimlerini dışarı salgılayıp parçalayarak hücre içine alan bakterilere saprofit (çürükçül, ayrıştırıcı) bakteri denir. Saprofit bakteriler hücre zarından geçebilecek hale getirdikleri organik maddeleri solunum reaksiyonları ile inorganik hale getirerek madde döngüsünde rol oynarlar. PDF İNDİR TABLET ANLATIMI İZLE ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE
- SORULAR | selinhoca
HAFTALIK SORU ÇÖZÜMLERİ 9. sınıf 10. sınıf 11. sınıf 12. sınıf
- Tiroit Paratiroit Böbrek Üstü Bez | selinhoca
PDF İNDİR TABLET ANLATIMI İZLE ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE TİROİT BEZİ ✔ Gırtlağın hemen altında, soluk borusunun sağında ve solunda bulunan iki parçadan oluşmuş bir bezdir. ✔ Tiroksin ve kalsitonin olmak üzere iki farklı hormon salgılar. Tiroksin Hormonu ✔ Hedef Organ: Tüm vücut hücreleri ✔ Aminoasit yapılıdır. Yapısında iyot minerali bulunur. ✔ Salgılanması TSH tarafından negatif feed-back mekanizması ile kontrol edilir. ✔ Vücudun enerji üretimi ile ilgili metabolizmasının düzenlenmesini sağlar. Yani hücrelerin kullanacağı oksijen miktarını ayarlar. ✔ Bireyin büyümesinde ve organların farklılaşmasında görev alır. ✔ Az salgılanması: İyot eksikliğine bağlı olarak tiroksin hormonunun üretiminde azalma ya da üretilemem görülür. Bu durumda TSH tarafından tiroksin salgılaması için sürekli uyarılan tiroit bezi şişerek büyüme yapar. Guatr hastalığı (Basit) oluşur. Yorgunluk, Halsizlik, Uyuşukluk, Kas güçsüzlüğü ✔ Basit guatr ilerlemesi: Tiroksin hormonunun yetişkinlerde az salgılanması sonucunda Miksodema (Hipotirioidi) hastalığı görülür. Metabolizma yavaşlar, iştahsızlık, yorgunluk, şişmanlama, saç dökülmesi… ✔ Fazla salgılanması: Tiroit bezinin kalıtsal, çevresel ya da kanser gibi nedenlerle aşırı çalışması İç guatr (Zehirli guatr = Graves = Hipertiroidizm) hastalığına neden olur. Bu durumda tiroit bezi normal ya da aşırı büyümüş olabilir. Metabolizma hızlanır, kilo kaybı görülür, terleme artar, göz küreleri dışarı fırlar, sinirlilik görülür… ✔ Çocukluk döneminde tiroksin hormonunun az salgılanması: Kretenizm Büyüme yetersizliği, zeka geriliği… Kalsitonin ✔ Hedef Organ: Kemik ve böbrek ✔ Kandaki kalsiyum miktarını ayarlar. ✔ Kanda kalsiyum miktarı arttığında salgılanmaya başlar ve kandaki kalsiyumun fazlasının kemiklere geçmesini ve depolanmasını sağlar. ✔ Böbreklere de etki ederek kalsiyumun geri emilimini azaltır. PARATİROİT BEZİ ✔ Tiroit bezinin arkasında bulunan mercimek büyüklüğünde olan dört tane bezdir. ✔ Parathormon salgılar. Parathormon ✔ Hedef Organ: Kemik, böbrek ve bağırsak ✔ Kan ile diğer dokular arasındaki kalsiyum-fosfor dengesinin korunmasını sağlar. ✔ Kanda kalsiyum miktarı normal değerin altına düştüğünde salgılanır. ✔ Kemikten kana kalsiyum minerali geçişini sağlar. ✔ Bağırsak ve böbreklerden kalsiyum emilimini artırır. ✔ Böbreklerden fosforun atılmasını hızlandırır ve kandaki fosfor miktarını azaltır. ✔ Parathormon ile kalsitonin hormonu zıt etki eder. (antagonist) ✔ Az salgılanırsa: Kandaki kalsiyum seviyesi normal değerinin altına düşer. Az salgılandığı için değerleri optimum hale getirecek olan kalsiyum dokulardan kana çekilemez. Bu durum kemik ve kaslarda kalsiyum birikimini artırır. Kaslarda ağrılı titremeler oluşur. Bu hastalığa tetani denir. ✔ Fazla salgılanırsa: Kandaki kalsiyum miktarı oldukça artarken; kemik ve kaslarda kalsiyum birikimi azalır. Böbrekler tarafından fazlasıyla geri emilen kalsiyum, böbrek taşı oluşumuna neden olur. Kaslarda kalsiyumun azalması kaslarda zayıflamaya neden olur. BÖBREK ÜSTÜ BEZ (ADRENAL BEZ) ✔ Her bir böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezdir. ✔ Böbrekler ile doğrudan bir bağlantısı yoktur. ✔ Adrenal bezler öz (medulla) ve kabuk (korteks) bölgesi olmak üzere iki kısımdan oluşmuştur. Korteks Bölgesi ✔ Hormon salgısı ACTH tarafından kontrol edilir. Kortizol Hormonu (Glikokortikoid) ✔ Hedef Organ: Tüm vücut hücreleri ✔ Karbonhidrat, yağ ve protein metabolizması üzerine etkilidir. ✔ Kandaki glikoz oranı düştüğünde vücuttaki yağ ve proteinlerin glikoza dönüşmesini sağlayarak kan şekerini artırır. ✔ Karaciğerdeki glikojen deposunu artırır. ✔ Glikozun oksidasyonunu önler. (glikozun oksijenli solunumu) Bunun yerine protein ve yağların oksidasyonunu sağlar. Protein oksidasyonu sonucunda idrardaki üre miktarı artar. ✔ Az salgılanması: Diğer organik moleküllerden glikoz üretimi yapılamadığından kan şekeri düşer. ✔ Glikokortikoidlerin aşırı miktarda ilaç olarak kullanılması: Glikokortikoidler, bağışıklık hücrelerini baskılayan hormonlardır. Uzun süreli kullanımı bağışıklık hücrelerinin uzun süreli baskılanmasına neden olacağından vücudu enfeksiyonlara açık hale getirir. Aldosteron (Mineralokortikoid) ✔ Hedef organ: Böbrek ✔ Böbreklerden sodyum ve klor emilimini artırırken potasyumun emilimini azaltır. ✔ Kanda, hücre içi ve hücre dışı sıvılardaki iyon derişimini düzenler. ✔ Az salgılanırsa: Böbreklerden sodyum ve klorun emilimi azalır, potasyum emilimi ise artar. Bu durumda vücuttaki sodyum ve klor miktarı azalırken, potasyum miktarı artar. Genel olarak mineral miktarı azaldığından kan basıncı azalır. Mineral kaybına bağlı olarak kaslarda yorgunluk, vücutta dirençsizlik ve yorgunluk ortaya çıkar. Derideki pigmentleşme artar ve renk koyulaşır. Addison hastalığı ortaya çıkar. Eşey Hormonları: ✔ Hedef Organ: Dişi --> Yumurtalık, Erkek --> Testis ✔ Östrojen, Testosteron (androjen) ve progesteron salgılar. Öz Bölgesi ✔ Embriyonik dönemde sinir dokusundan gelişir bu nedenle sinir sisteminin uzantısı şeklindedir ve sempatik sinir sistemi ile birlikte çalışır. ✔ Aminoasit yapılı hormonlar salgılar. Adrenalin Hormonu (Epinefrin) ✔ Hedef Organ: Tüm vücut hücreleri ✔ Heyecan, korku ve sinirlenme gibi durumların salgılanır. ✔ Sindirim ile ilgili olayları azaltır, diğer olayları artırır. ✔ Kan şekerini artırır. ✔ Bazı damarları genişletip bazı damarları daraltarak kanın beyin, kalp gibi organlara ve iskelet kaslarına yöneltir. ✔ Derideki kan damarlarının daralmasına neden olur. Bu nedenle deriye giden kan miktarı azalır. Korkan insanın renginin sararmasının nedeni budur. Noradrenalin Hormonu (Norepinefrin) ✔ Hedef Organ: Tüm vücut hücreleri ✔ Görevleri adrenaline benzer.. ✔ Akson uçlarından salgılanan nörotransmitter madde olarak da görev alır. Sıradaki konu: Pankreas, Eşeysel Bezler Önceki konu: Endokrin Sistem - Hipotalamus ve Hipofiz Bezi