top of page

Arama Sonuçları

"" için 99 öge bulundu

  • Bitkisel Dokular | selinhoca

    Bitkisel Dokular (YENİ) Bitkisel Dokular 1 (YENİ) Bitkisel Dokular 2 Diğer video izleme seçenekleri ​ Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir ​ PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu Diğer video izleme seçenekleri ​ Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir ​ PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu BİTKİSEL DOKULAR ​ BÖLÜNÜR DOKU (MERİSTEM) ✔ Mitoz bölünme yapabilme yeteneğinde olan hücrelerin oluşturduğu dokudur. ✔ Bitkinin kalınlaşmasını ve uzamasını sağlar. Meristem doku hücrelerinin özellikleri ✔ Hücreler arası boşluk yoktur. ✔ Farklılaşarak diğer dokuları oluştururlar. ✔ Büyümde etkili olan hormonları salgılar. ✔ Hücreleri küçük, ince çeperli, küçük kofullu, bol sitoplazmalı, ve büyük çekirdeklidir. ✔ Metabolizmaları hızlıdır. ✔ Klorofil taşımadıklarından fotosentez yapamazlar. UÇ (APİKAL) MERİSTEM ✔ Embriyonik dönemdeki bölünme yeteneğini hayatı boyunca sürdüren meristem dokusudur. ✔ Kök, gövde ve dalların uçlarında bulunur. ✔ Bitkinin uzamasını sağlar. (Primer Büyüme) ​ YANAL (LATERAL) MERİSTEM ✔ Parankima dokusu hücrelerinin oksin ve sitokinin hormonları etkisiyle yeniden bölünme özelliği kazanması sonucu oluşmuş hücrelerin oluşturduğu dokudur. ✔ Bitkinin kalınlaşmasını sağlar. ✔ Monokotil bitkilerde bulunmaz. Damar Kambiyumu (İç Kambiyum): Yeni iletim dokuyu oluşturarak enine kalınlaşmayı sağlar. Mantar Kambiyumu (Fellogen = Dış Kambiyum): Damar kambiyumunun gövde içerisinde yaptığı kalınlaşma sonucunda gövdenin dış kısmındaki parçalanan epidermis yerine peridermis dokusunun oluşmasını sağlar. Yara Kambiyumu: Bitkinin yara alan kısmının onarılmasını sağlar. ​ Sekonder Büyüme ✔ Bitkinin lateral meristem aktivitesi sayesinde kalınlaşma yapmasına sekonder büyüme denir. ✔ Sekonder büyümede damar kambiyum ve mantar kambiyumu görev alır. ✔ Odunsu ve bazı otsu bitkilerde görülür. ✔ Monokotil bitkilerde görülmez. ✔ Kök ve gövdede benzer şekilde gerçekleşir. ​ ✔ Uç meristemin farklılaşması ile oluşan primer ksilem ve primer floem arasında damar kambiyumu bulunur. ✔ Damar kambiyumu yılda iki kere aktif olur. İçe doğru sekonder ksilemi dışa doğru sekonder floemi oluşturur. ✔ Çevre şartlarının daha elverişli olduğu büyüme zamanlarında oluşturulan hücreler bol sitoplazmalı, ince çeperli ve açık renkliyken, daha az elverişli olduğu zamanlardaki ise az sitoplazmalı, kalın çeperli ve koyu renklidir. ​ ✔ Damar kambiyumunun aktivitesi sonucunda gövde kalınlaşır. Dıştaki epidermis dokusu parçalanır. ✔ Mantar kambiyumunun aktvitesi ile peridermis dokusu oluşturulur. ✔ Çift yıllık otsu bitkilerde mantar kambiyumu bulunmaz. Bu bitkilerde sadece damar kambiyumu bulunur. Peridermis oluşturamadıklarından 2. yılın sonunda ölürler. ✔ Meristem dokularının farklılaşarak bölünme özelliklerini kaybetmeleri sonucunda oluşmuş dokulardır. Görev ve yapılarına göre çeşitlenirler. TEMEL DOKU ✔ Farklı özelliklere sahip parankima, kollenkima (pek doku) ve sklerankima (sert doku) dokularından oluşmuştur. ✔ Bitkilerdeki metabolik faaliyetlerin çoğundan sorumludur. ✔ Kök, gövde ve yaprakların örtü dokusu ile iletim dokusu arasını doldurmaktadır. ✔ Depolama, fotosentez yapma ve destek olma gibi görevleri de vardır. 1) PARANKİMA ✔ Canlı hücrelerdir. ✔ Genellikle bol sitoplazmalı, besin depolayabilen ve pigment taşıyabilen hücrelerdir. ✔ Bitkilerin hemen hemen bütün organlarının yapısında bulunur. ​ Görevleri bakımından 4 farklı parankima hücresi bulunur. a) Özümleme (Asimilasyon) Parankiması ✔ Klorofil bakımından zengin olup fotosentez yapan parankimadır. ✔ Yaprak, genç gövde gibi kısımlarda bulunur. Yaprakların mezofil tabakası içinde bulunur. Palizat ve sünger parankimaları özümleme parankimalarıdır. b) Depo Parankiması ✔ Su ve besin depolayan parankimadır. ✔ Gövde, kök, yaprak, meyve… gibi organlarda depolama yapar. Bitkinin çeşidine göre depoladığı madde değişir. Kaktüslerde su, patateste nişasta, zeytinde yağ, nohutta protein… c) Havalandırma Parankiması ✔ Çok sayıda hücreler arası boşluğa sahiptir. ✔ Bitkinin gaz alışverişini ve bitkinin su içerisinde dik durmasını sağlar. ✔ Özellikle oksijenin az olduğu su ve bataklık gibi bölgelerde yaşayan bitkilerde daha çok bulunur. ​ d) İletim Parankiması ✔ Özümleme parankiması ile iletim dokusu arasında madde alışverişi sağlayan parankima dokusudur. ​ 2) KOLLENKİMA (PEK DOKU) ✔ Canlı hücrelerdir. ✔ Hücre çeperlerinde selüloz ve pektin birikimi olmuştur. ✔ Hücreye desteklik sağlarlar. Gerilme ve kıvrılmaya karşı çok dayanıklıdırlar. ✔ Genç bitkilerde, yapraklarda, çiçeklerde ve meyve saplarında bulunur. (Bitkinin genç kısımlarında bulunur.) ✔ Selüloz ve pektin birikimi hücrenin köşelerinde meydana gelmişse köşe kollenkiması; boyuna çeperlerinde meydana gelmişse levha kollenkiması adı verilir. ​ 3) SKLERANKİMA (SERT DOKU) ✔Ölü hücrelerdir. İlk oluştuklarında canlı hücrelerdir. Daha sonra çeperde başlayan lignin birikimi nedeni ile ölerek sklerankima haline gelirler. ✔ Bitkinin yaşlanmış kısımlarında bulunur. ✔ Sklerankima hücrelerinin şekli iğ şeklinde ise bu hücrelere sklerankima lifleri denir. Demet hallinde bulunarak bitkiye desteklik sağlar. Keten, kenevir gibi bitkilerde bolca bulunur. ✔ Sklerankima hücrelerinin şekli yuvarlak ise bu hücrelere taş hücreleri denir. Bu hücrelere bitkinin kabuğunda ve tohumlarda çok rastlanır. Ayva, armut gibi bitkilerin meyvelerinde bolca bulunur. ​ ÖRTÜ (KORUYUCU DOKU) ✔ Bitki organlarının dış yüzeyini örter. ✔ Epidermis ve peridermis olmak üzere iki çeşittir. 1) Epidermis ✔ Otsu bitkilerin her yeri, odunsu bitkilerin ise genç gövde ve kökleri ve yaprakları örten genellikle tek katlı olan dokudur. ✔ Hücreleri klorofil taşımaz ve aralarında boşluk yoktur. ✔ Dış tarafa doğru kütin salgılarlar. Bu salgı kütikula tabakasını oluşturur. Bu tabaka su kaybını engeller. Işığa karşı geçirgendir ancak kalın olması durumunda ışık geçirgenliğini azaltarak fotosenteze olumsuz etki yapar. Kökte bulunmaz. ✔ Kurak bölge bitkilerinde kütikula kalınken nemli bölge bitkilerinde incedir. Kutikula tabakası epidermisin farklılaşması sonucu oluşmamıştır. ​ Epidermis farklılaşması ile Oluşan Yapılar a) Stoma ✔ Klorofil içeren iki bekçi (stoma = kilit) hücrelerinden oluşmuş yapıdır. ✔ Stoma hücreleri arasında boşluk vardır. Bu boşluğa stoma açıklığı denir. Stoma hücrelerinin stoma açıklığına bakan çeperleri daha kalın olduğundan turgor basıncı değişimine bağlı olarak açılıp kapanabilirler. ✔ Çevre şartlarına ve bitkinin ihtiyacına göre açılıp kapanarak bitkinin gerekli gaz alışverişi ve terlemesini (transpirasyon) düzenler. (Su alımı yapamazlar.) ✔ Bitki türüne ve yaşadığı ortama göre stomaların epidermis tabakasındaki yeri, konumu ve sayısı farklı olabilir. ✔ Kurak bölge bitkilerinde stoma sayısı az ve yaprağın alt yüzeyinde alt konumlu olarak bulunurlar. ✔ Nemli bölge bitkilerinde ise stoma sayısı çok ve yaprağın her iki yüzünde bulunabilir ve üst konumludur. ✔ Kök epidermisinde ve su içinde yaşayan bitkilerde ise stoma bulunmaz. ​ b) Hidatot (Su savağı) ✔ Sıvı halde su ve suda çözünmüş mineralleri atan yapıdır. Stoma gibi açılıp kapanma özelliği yoktur. Ksilemlerin dışarı açıldığı bölgelerdir. Su alımı yapmazlar. ✔ Yaprak uçlarında nadiren de yaprak yüzeylerinde bulunur. ✔ Havadaki nemin fazla, kök basıncının yüksek ve terlemenin yapılamadığı durumlarda suyun fazlası hidatotlarla dışarı atılır. Bu olaya gutasyon (damlama) denir. ✔ Genellikle nemli bölge bitkilerinde görülür. ​ c) Tüy (Trikom) ✔ Epidermis hücrelerinin dışa doğru uzayarak oluşturduğu canlı ya da ölü olabilen yapıdır. ✔ Bitkinin türüne ve yaşadığı ortama göre yapı ve görev bakımından farklılıklar gösterir. ✔ Bir tane epidermis hücresinde oluşmuşsa basit tüy; birden fazla epidermis hücresinden oluşmuşsa bileşik tüy denir. ​ Görevleri ✔ Su kaybını azaltır. ✔ Bitkinin aşırı ısınmasını önler. ✔ Stomaların rüzgar almasını engeller. ✔ Hayvanlara karşı savunma sağlar. ✔ Bazı tüyler içerisinde aromatik bileşikler bulunur. Kokulu bitkilerin gövde yaprak ve çiçeklerinde bulunur. Bu şekilde tozlaşmaya yardımcı olur. ✔ Köklerde bulunan emici tüyler topraktan su ve suda çözünmüş minerallerin emilmesini sağlar. ​ Emergens (Diken) ✔ Epidermisin parankima hücreleri ile beraber oluşturduğu çıkıntıdır. ✔ Tüylere göre daha serttir. ✔ Hayvanlara karşı savunma yapmada kullanılır. ✔ Tohumların hayvanlara tutunarak geniş alanlara yayılmasını sağlayan emergensler de vardır. ​ 2) Peridermis ✔ Bitkinin odunlaşmış gövdelerinin dışını saran koruyucu dokudur. ✔ Hücre çeperleri süberin ile dolduğundan hücre madde alışverişini yapamaz ve ölür. Bu nedenle ölü hücrelerden oluşmuştur. ✔ Kambiyumun gövdeyi kalınlaştırması sonucunda parçalanan epidermis yerine mantar kambiyumu tarafından oluşturulur. ✔ Parçalanmış epidermis hücrelerinin arasında bulunan stomaların yerini peridermis içerisinde lentisel (kovucuk) alır. Lentisel; stoma gibi gaz alış verişinde görev alır ancak ölü hücrelerden oluştuğundan açılıp kapanma özelliği yoktur. ​ İLETİM DOKU ✔ Bitkilerde organik ve inorganik maddelerin bitkinin farklı organ ve dokularına taşınmasını sağlayan dokudur. ✔ Damarsız tohumsuz bitkiler hariç (kara yosunu) tüm bitkilerde vardır. 1) Ksilem (Odun Borusu) ✔ Bitkilerin emici tüylerle topraktan aldığı su ve minerali yapraklara ve diğer organlara taşınmasını sağlayan ölü dokudur. ✔ Trake ve trakeit hücrelerinden oluşmuştur. Trakeler büyük, trakeitler küçük borulardır. Hücreler arasındaki çeperler erimiştir. Yan çeperler kalınlaşarak boru şeklini almıştır. ✔ Gövdede içte, yaprakta dışta bulunur. ✔ Tek yönlü olarak (kökten gövdeye) madde taşınması yapar. ✔ Madde taşıması floeme göre hızlıdır. ​ Floem (Soymuk Borusu) ✔ Fotosentez sonucunda üretilmiş olan organik maddelerin gerekli dokulara iletilmesini sağlayan canlı bir iletim dokusudur. ✔ Kalburlu boru ve arkadaş hücrelerinden oluşmuştur. Hücreler arası çeperler tamamen erimemiştir. Kalburlu hücreler arasında kalburlu plaklar oturur. ✔ Gövdede dışta, yaprakta içte bulunmaktadır. ✔ Çift yönlü taşıma gerçekleştirir. ✔ Taşıma aktif taşıma ve pasif taşıma ile gerçekleşir. Madde hareketlerinin gerçekleşmesinde sıvı basıncı farklılığından kaynaklanır. ​ Sıradaki konu: Bitkilerin Yapısı Önceki konu: Oksijenli Solunum

  • KİTAPLARIM | selinhoca

    SATIN AL SATIN AL SATIN AL SATIN AL SATIN AL Son zamanda açıklanan değişikliklerden sonra sizlerin sorduğu sorulara cevap vermeye çalıştım. Faydalı olması dileğiyle... Instagram ve YouTube üzerinden sizlerden gelen soruları yanıtlamaya çalıştık. Aynı zamanda da bir tanışma videosu oldu. Unutmadan söyleyeyim "Herkese yeniden merhaba." 3D Yayınları Türkiye Geneli Deneme Sınavı'na katılmak için buradaki linke tıklayıp bilgilerinizi girdikten sonra size en yakın sınav merkezlerini öğrenebilirsiniz: https://3dyayinlari.com/sinav-merkezleri ► Sınav 16 - 17 - 18 - 19 Aralık tarihlerinde yapılacak. ► Başvurular için son tarih 2 Aralık. ► Cevap anahtarı ve deneme sınavının çözümlerine 19 Aralık Pazartesi saat 20:00'de https://3dyayinlari.com internet sitesinden ve 3D Yayınları YouTube kanalından ulaşabileceksiniz. ► Türkiye Geneli sıralama sonuçları ise 26 Aralık'ta saat 14.00’te açıklanacak. ► Sınav ücretleri sınav merkezleri tarafından belirlenmektedir. Sınav ücreti bilgisi ve aklınıza takılan her soru için sınav merkezleri ile iletişime geçebilirsiniz. 3D Yayınları'nın destekleri ile...

  • Kemosentez | selinhoca

    Kemosentez Diğer video izleme seçenekleri ​ Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir ​ PDF 2022 Anlatımları PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu KEMOSENTEZ ✔ İnorganik maddeleri oksitleyerek organik madde üretilmesine kemosentez denir. ✔ Kemosentez yapabilen canlılara kemoototrof denir. ✔ Kemoototrofların tamamı prokaryot canlıdır; bu nedenle tek hücrelidir. Kemosentezin Özellikleri ✔ Enerji kaynağı olarak inorganik maddeler kullanılır. Bu inorganik maddeler canlı türüne göre farklılık gösterir. ✔ Karbon kaynağı olarak karbondioksit kullanılır. ✔ Oksidayon olayı için oksijen gazı kullanılır. Atmosfere oksijen verilmez. (Bazı arkeler kemosentezi oksijen kullanmadan gerçekleştirir.) ✔ Işık enerjisine ihtiyaç yoktur. Aydınlık ya da karanlık ortamda gerçekleştirilebilir. ✔ Klorofil kullanılmaz. ✔ ETS görev yapar. İndirgenme ve yükseltgenme reaksiyonları gerçekleştirilir. İnorganik madde + O2 --> inorganik yan ürün + enerji H2O + CO2 + enerji --> organik madde ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ Farklı Kemosentez Mekanizmaları ✔ Bazı kemosentetik bakteriler enerji kaynağı olarak demir, kükürtlü bileşikler (hidrojen sülfür) kullanabilir. Not: H2S fotosentezde hidrojen kaynağı iken, kemosentezde enerji kaynağıdır. ✔ Metanojenik Arkeler: Enerji kaynağı olarak karbondioksit kullanırlar. Oksidasyonu hidrojen ile gerçekleştirirler. Oksijen kullanmadan kemosentez gerçekleştirirler. Bunun sonucunda da metan gazı üretirler. ✔ Nitrit Bakterileri: Enerji kaynağı olarak amonyak kullanırlar. Oksidasyon sonucunda nitrit oluşturarak nitrifikasyonda görev alırlar. 2NH3 + 3O2 --> 2HNO2 + 2H2O + Enerji 6CO2 + 6H2O + enerji --> C6H12O6 + 6O2 ​ ✔ Nitrat Bakterileri: Enerji kaynağı olarak nitrit kullanırlar. Oksidasyon sonucunda nitrat oluşturarak nitrifikasyonda görev alırlar. ​ 2HNO2 + O2 --> 2HNO3 + enerji 6CO2 + 6H2O + enerji --> C6H12O6 + 6O2 ​ ​ Nitrit ve nitrat bakterilerine genel olarak nitrifikasyon bakterileri denir. Nitrifikasyon bakterileri kemosentezle kendi besinlerini üretirken azot döngüsünün gerçekleşmesini sağarlar. Ototrofların Ortak Özellikleri ✔ İnorganik maddelerden organik madde üretirler. ✔ Karbondioksit tüketirler. ✔ ATP sentezlenir ve tüketilir. (fosforilasyon ve defosforilasyon) ✔ Enzimatik reaksiyonlar gerçekleşir. ✔ ETS görev alır. ​ Sıradaki konu: Hücresel Solunum - Fermantasyon Önceki konu: Fotosentez

  • Bakteriler Alemi | selinhoca

    Önceki konu: Sınıflandırma Çeşitleri Sıradaki konu: Arke Protista Mantar Bitki Alemi Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir PDF 202 2 Anlatımları PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu BAKTERİLER ALEMİ ​ ✔ Keşfedilmemiş bakteri türü sayısının keşfedilmişlerden fazla olduğu düşünülmektedir. ✔ Bakterilerin çok büyük bir kısmı insan için yararlıdır. Bakterilerin Yapısı ✔Tek hücreli ve prokaryot canlılardır. ✔ Peptidoglikandan oluşmuş hücre duvarları vardır. Bu duvar bazılarında kalın bazılarında incedir. Bu durum sınıflandırılmasında kullanılır. (Gram + ve gram – bakteri) ✔ Bazı bakterilerde hücre duvarının üzerinde kapsül denilen bir yapı bulunur. Kapsül bakteriyi fagositozdan korur. Kapsüllü bakteriler genellikle patojendir. ✔ Hücre duvarının altında hücre zarı vardır. ✔ Bazı bakterilerde hareket etmesini sağlayan hücreden çıkan az sayıda uzun uzantılar bulunur. Bunlara kamçı denir. Kamçının yeri ve sayısı sınıflandırmada önemlidir. ✔ Bazı bakterilerde hareket etme ve bir yere tutunmasını sağlayan hücreden çıkan çok sayıda kısa uzantılar bulunur. Bunlara pilus denir. ✔ Sitoplazmasında DNA, RNA ve ribozom (zarlı organeli yoktur.) bulunur. Bunlar dışında metabolizması ile ilgili diğer organik ve inorganik maddeler de vardır. ✔ Genetik maddesi (DNA) sitoplazma içine dağılmış durumdadır. DNAsı halkasal ve n kromozomludur. ✔ Oksijenli solunum yapan bakterilerde hücre zarı sitoplazmaya doğru kıvrımlar oluşturarak kendini mitokondri iç zarına benzetmiştir. Bu yapıya mezozom denir. ✔ Fotosentez yapanlarda hücre zarı fotosenteze yardım eder ve klorofil pigmenti taşır. ✔ Bazı bakterilerde gerçek DNA dan ayrı olarak halkasal küçük DNA parçaları bulunur. Bunlara plazmit denir. Plazmitler genellikle çevre şartlarına direnç genleri taşır. Plazmitler sayesinde çevre şartlarına daha dayanıklı bakteriler oluşur. Konjugasyon ile plazmitleri birbirine aktarabilirler. Konjugasyon ✔ Canlı iki bakteri arasında tek yönlü gen alışverişidir. ✔ İki bakteri yan yana gelir ve aralarında sitoplazmik köprü oluşturulur. Bakterilerden biri sahip olduğu plazmiti kopyalar ve kopyalanmış plazmiti köprü aracığı ile diğer bakteriye gönderir. ✔ Konjugasyon tamamlandığında birey sayısı değişmediğinden bu bir üreme değildir. Ancak genetik çeşitliliği artıran bir olaydır. ✔ Çevre şartlarına karşı direnç kazanmış bir bakteri kısa süre içerisinde bu yöntem ile diğer bakterilerin de dirençli hale gelmesini sağlar. ✔ Depo polisakkaritleri glikojendir. ✔ Bazı bakteriler çevre şartları olumsuz hale geldiğinde metabolizma hızını azaltarak korunaklı ve sert bir zar içerisine bürünürler. Bu yapıya endospor denir. Endospor halindeki bir bakteri yüzlerce yıl bu halde kalabilir. Yüksek sıcaklık, basınç, tuz ya da pH değişimine dayanabilir. Endospor yapısı üreme ile alakalı değildir. ​ İkiye Bölünme ✔ Bakterilerin eşeysiz üreme şeklidir. ✔ Genetik çeşitlilğe neden olmaz. Oluşan yeni bakteriler eski bakterinin genetik olarak kopyasıdır. ✔ Bakteri kromozomu eşlendikten sonra sitokinez başlatılarak bakteri iki parçaya bölünmüş olur. Bu olay mitoz bölünme değildir. ✔ Bakteriler her 20 dakikada bir ikiye bölünürler. Çevre şartları uygun olduğunda bu bölünme devam eder. Ancak besin sıkıntısı, atık madde çoğalması ve sıcaklık artması gibi sebepler nedeniyle bölünme önce yavaşlar sonra durur. ​ ​ Bakterilerde Solunum ✔ Aerob: Oksijenli solunum yapar. ✔ Anarerob: Oksijensiz solunum yapar. ✔ Geçici (Fakültatif) Aerob: Normalde oksijensiz solunum, zorunlu durumlarda oksijenli solunum yapar. ✔ Geçici (Fakültatif) Anaerob: Normalde oksijenli solunum, zorunlu durumlarda oksijensiz solunum yapar. ​ Bakterilerde Beslenme Ototrof Bakteri: İnorganik maddeleri organik madde haline getirerek kendi besinini üretebilen bakterilerdir. ✔ Besinini üretirken ışık enerjisi kullanan bakterilere fotoototrof bakteri denir. Bu bakteriler fotosentez yapar ve klorofil taşırlar. ✔ Besinini üretirken inorganik maddeleri oksitleyen bakterilere kemoototrof bakteri denir. Bu bakteriler kemosentez yaparlar. Madde döngüsünde çok büyük öneme sahiptirler. ​ Heterotrof Bakteri: Besinini üretemeyip organik maddeleri dışarıdan hazır alan bakterilerdir. ​ ✔ Organik maddeleri sindirecek enzimlere sahip olmadıklarından besinleri sadece hücre zarından geçebilecek büyüklükteyken (monomer) alabilen bakterilere parazit bakteri denir. Bu bakteriler sindirilmiş besinlerin hazır bulunduğu yerlerde yaşarlar. (sindirim sistemi, kan…) Bulundukları ortama toksik madde bıraktıklarından patojen(hastalık yapıcı)dirler. ✔ Organik maddeleri, güçlü sindirim enzimlerini dışarı salgılayıp parçalayarak hücre içine alan bakterilere saprofit (çürükçül, ayrıştırıcı) bakteri denir. Saprofit bakteriler hücre zarından geçebilecek hale getirdikleri organik maddeleri solunum reaksiyonları ile inorganik hale getirerek madde döngüsünde rol oynarlar. Bakteriler Alemi

  • Kalp | selinhoca

    Dolaşım Sistemi - Kalp Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir PDF 2022 An latımları PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu KALP ✔ Kanın damarlarda akması için gerekli olan basıncı sağlayan dolaşım sisteminin en temel organıdır.. ✔ Oksijen bakımından zengin kana temiz, oksijence fakir kana ise kirli kan denir. Kalp içerisinde, temiz kan ve kirli kan birbirine karışmaz. Vücuda temiz kan pompalanır. Sıcakkanlı canlılardır. ✔ Kalp, dıştan içe doğru üç ana tabakadan oluşmuştur. Perikard: Kalbi dıştan saran bağ dokusundan oluşmuş iki katlı bir zardır. Zarlar arasında sıvı bulunur. Bu sıvı kalbin rahat çalışmasını sağlar. Miyokard: Kalp kasıdır. Kalbin kasılıp gevşeyerek çalışmasını sağlar. Bu kaslı yapı kulakçıklarda ince, karıncıklarda kalındır. Aorttan çıkan damarlar miyokard tabakasında kılcallara ayrılır. Bu damarlar kalp kasını besler. Bunlara koroner damarlar denir. Endokard: Kalbin en iç tabakasıdır. Tek katlı endotel ile bunu miyokarda bağlayan bağ dokusundan oluşmuştur. Kalbin çalışması sırasında aşınmayı önleyen kaygan bir yapı oluşturur. Kan damarı bulunmaz. ✔ Kalbin hiçbir tabakası odacıklar içindeki kanı kullanmaz. Bu nedenle kalp içindeki kanın bileşeninde değişiklik olmaz. ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ Kalbin Yapısı ✔ Üstte iki kulakçık (atrium), altta iki karıncık (ventrikulus) olmak üzere dört odacıklıdır. ✔ Sağ karıncıkta ve sağ kulakçıkta daima kirli kan, sol karıncık ve sol kulakçıkta daima temiz kan bulunur. ✔ Kalbin kulakçıklardan karıncıklara açılan kısmında kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar kulakçıklardan karıncıklara geçen kanın kulakçıklara geri dönmesine engel olur. Sağ kulakçık-sağ karıncık --> triküspit (üçlü) Sol kulakçık-sol karıncık --> biküspit (mitral kapakçık) (ikili) ✔ Kalbin karıncıklarına atardamarlar, kulakçıklarına toplardamarlar bağlıdır. ✔ Atardamarların kalpten çıktığı yerlerde yarım ay kapakçıkları bulunur. Bunlar kalpten çıkan kanın geri gelmesini engeller. (Aort ve akciğer atardamarında) ​ ✔ Alt ve üst ana toplardamar --> Kirli kanı sağ kulakçığa ✔ Akciğer atardamarı --> Sağ karıncıktan kirli kanı akciğere ✔ Akciğer toplardamarı --> Akciğerden temiz kanı sol kulakçığa ✔ Aort atardamarı --> Sol karıncıktan temiz kanı vücuda ​ Kalbin Çalışması ✔ Kalp, miyokard tabakasının kasılıp gevşemesi ile çalışır. ✔ Kulakçıklar ve karıncıklar birbirine zıt çalışır. Biri kasılıyken diğeri gevşeme durumundadır. Bu şekilde çalışmaları, kan için itici bir güç oluşturur. ✔ Kalbin kasılmasına sistol, gevşemesine diastol denir. ✔ Her kalp atışı bir sistol ve bunu takip eden bir diastolden oluşur. ✔ Kalbin çalışması sadece beyinden gelen uyarılara bağlı değildir. Bu nedenle kalp atışı sinirleri kesilse bile uygun ortam sağlandığında bir süre vücut dışında da çalışmaya devam eder. ✔ Kalpteki ritmik kasılma kalbin belirli yerlerinde bulunan özelleşmiş dokularla düzenlenir. Kalp Çalışmasının Kontrolü 1) İlk kasılma sağ kulakçığın üst arka duvarında yer alan sinoatrial düğümün (S.A) uyarılmasıyla başlar. S.A’dan gelen uyarılar ile kulakçıklar kasılır. 2) Kulakçıklar kasılınca kan karıncıklara geçer. S.A’dan gelen uyarılar kulakçıklarla karıncıklar arasında bulunan atrio-ventriküler düğüme (A.V) gelir. A.V özelleşmiş fibrillerden meydana gelmiştir. Bu fibrillere his demetleri denir. His demetleri ikiye ayrılarak sağ ve sol karıncığa ulaşır. Karıncıkların duvarlarında dallanarak purkinje liflerini oluşturur. 3) Uyarı purkinje liflerine gelince karıncıklar kasılır. Böylece bir kalp atışı gerçekleşmiş olur. ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ KALBİN ÇALIŞMASINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER 1) Sinirler: Omurilik soğanından çıkan otonom sinirler S.A’yı uyararak çalışmasını sağlar. Sempatik sinirler --> hızlandırır. Parasempatik sinirler --> yavaşlatır. 2) Hormonlar: Adrenalin hormonu --> hızlandırır. Asetilkolin --> yavaşlatır. Tiroksin hormonu --> hızlandırır. 3) Kandaki CO2 Derişimi: Kandaki CO2 miktarının artması pH’ı düşürür. Bu nedenle sinirler uyarılır; solunum ve dolaşım hızı artar. 4) Sıcaklık ve çalışma temposu: Çalışma temposunun artması vücut sıcaklığının yükselmesine yol açar. Bu durumda kalp atışını hızlanır. 6) Kimyasal maddeler: İyonlar, ilaçlar ve alkol gibi bazı kimyasal maddeler kalbin çalışmasını etkiler. Etkileri çeşitlerine göre değişir. ​ Sıradaki konu: Damarlar Önceki konu: Hormonal Kontrol, Besinlerin Sindirimi, Emilimi

  • Karbonhidratlar | selinhoca

    Önceki konu: İnorganik Maddeler Sıradaki konu: Lipitler Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir PDF 202 2 Anlatımları PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu ORGANİK MADDELER 1) Karbonhidrat 2) Yağ (Lipit) 3) Protein 4) Vitamin 5) Enzim 6) Nükleik Asit 7) ATP 8) Hormon ✔ Yapısında C, H ve O bulunan maddelerdir. (CH4 oksijen içermeyen organik maddedir. Genellikle) ✔ Canlılar tarafından sentezlenebilir. ✔ Sindirilebilirler. Sindirilmeleri sonucunda monomerlerine (yapı taşlarına) ayrılırlar. ✔ Monomerleri hücre zarından geçebilir. ✔ Enerji verici, yapıcı-onarıcı ve düzenleyici olarak görev alırlar. ​ ✔ Hücresel Solunum ile Enerji Elde Edilirken Kullanılma Sırası 1) KARBONHİDRAT 2) LİPİT (YAĞ) 3) PROTEİN​ ✔ Birim Miktarının Enerji Verme Sırasına Göre 1) LİPİT (YAĞ) 2) PROTEİN 3) KARBONHİDRAT ​ ✔ Yapıcı Onarıcı Olarak Görev Yapma Sırasına Göre 1) PROTEİN 2) LİPİT (YAĞ) 3) KARBONHİDRAT ​ 1) KARBONHİDRATLAR: ✔ Yapısında C, H ve O bulunur. ✔ Canlılar için en önemli ve öncelikli enerji kaynağıdır. ✔ Yapıcı onarıcıdırlar ancak düzenleyici değillerdir. Yapısında bulunan monomer sayısına göre sınıflandırılırlar. ​ a) Monosakkarit: Bir tane yapı birimindenoluşmuş olan karbonhidratlardır. ✔ Karbonhidratların sindirimle oluşmuş en küçük parçalarıdır. ✔ Hücre zarından kolayca geçebilirler. ✔ Solunumla daha küçük parçalara ayrılabilirler. Yapısında bulunan karbon sayılarına göre sınıflandırılırlar. Trioz (3C): Yapısında 3 karbon bulunan monosakkaritlerdir. En önemlisi gliseraldehittir. Bu molekül solunum ve fotosentezde ara ürün olarak oluşur. ​ Pentoz (5C): Yapısında 5 karbon bulunan monosakkaritlerdir. Enerji verici olarak kullanılmaz. İki çeşittirler. ​ ✔ Riboz: RNA ve ATP’nin yapısına katılır. ✔ Deoksiriboz: DNA’nın yapısına katılır. ​ Riboz ile deoksiribozun farkı deoksiribozun oksijen sayısının ribozun oksijen sayısından bir eksik olmasıdır. Bu nedenle izomer değillerdir. ​ Heksoz (6C): Yapısında 6 karbon bulunan monosakkaritlerdir. C6H12O6 kapalı formülüne sahiplerdir. Bu nedenle birbirlerinin izormerleridir. Açık formüllerine göre üç çeşittirler. ​ Glikoz: ✔ Üzüm ya da kan şekeri de denir. ✔ Bitki ve hayvan hücrelerinde ortak olarak bulunur. ✔ Canlılarda enerji verici olarak kullanılan en temel organik maddedir. Beyin hücrelerinin tek enerji kaynağı glikozdur. ​ Fruktoz: ✔ Meyve şekeri de denir. ✔ Bitkiseldir. Galaktoz: ✔ Süt şekeri de denir. ✔ Bitki ve hayvan hücrelerinde ortak olarak bulunur. Fruktoz ve galaktoz insanlarda doğrudan kullanılamaz. Karaciğerde glikoza dönüştürülerek kullanılır. ​ b) Disakkarit: İki tane heksozun dehidrasyon sentezi ile birleşmesi sonucu oluşan karbonhidratlardır. ✔ Sindirilebilirler ve sindirilmeden hücre zarından geçemezler. ✔ Dehidrasyon Sentezi: Küçük organik moleküllerin birleşmesi sonucunda büyük bir organik molekülün oluştuğu ve suyun açığa çıktığı tepkimelerdir. Birleşen organik maddeler arasında oluşan kimyasal bağ tepkimeden su çıkmasına yol açar. Anabolizma tepkimesidir. Gerçekleşmesi sırasında ATP harcanır. ✔ Hidroliz: Büyük bir organik maddenin su yardımı ile parçalanması sonucu kendini oluşturan yapı birimlerine ayrılmasıdır. Büyük organik maddenin yapısındaki kimyasal bağların kopmasını sağlar. Sindirim olayları hidrolizdir. Katabolizma tepkimesidir. Gerçekleşmesi sırasında ATP harcanmaz ve üretilmez. ​ ✔ Dehidrasyon ve hidroliz birbirinin zıttı olaylardır. İki monosakkarit dehidrasyon sentezi ile birleşirken aralarında glikozit bağı oluşur ve 1 molekül su açığa çıkar. ✔ Disakkarit oluşumu sadece heksozlar arasında gerçekleşebilir. Pentozlar disakkarit yapımında kullanılmaz. ✔ Disakkaritin yapısına katılan heksozlar disakkaritlerin çeşitlenmesine neden olur. Üç çeşit disakkarit vardır. Bunlar maltoz, laktoz ve sükroz (sakkaroz)’dur. ​ Maltoz: ✔ Arpa şekeri de denilir. ✔ İki glikozun dehidrasyon sentezi sonucunda birleşmesi ile oluşur. ✔ Bitkiseldir. Sakkaroz (Sükroz): ✔ Çay şekeri olarak da bilinir. ✔ Glikozla früktozun dehidrasyon sentezi sonucu birleşmesi ile oluşur. ✔ Bitkiseldir. ​ Laktoz: ✔ Süt şekeri de denir. ✔ Glikoz ile galaktozun dehidrasyon sentezi ile birleşmesi sonucu oluşur. ✔ Hayvansaldır ve sadece hayvan hücrelerinde bulunur. ​ c) Polisakkarit: Çok sayıda glikozun dehidrasyon sentezi ile birleşmesi sonucunda oluşan karbonhidratlardır. ✔ Polimer halindedirler. ✔ Sindirime uğrayabilir. Glikozların sayısı ve glikozit bağlarının konumları polisakkaritlerin çeşitlenmesine neden olur. ​ Depo Polisakkaritleri ​ Glikojen: ✔ Hayvansal depo polisakkaritidir. ✔ Hayvanlarda glikozun fazlasının karaciğer ve iskelet kaslarında depolanmış şeklidir. ✔ Bakteri, arke ve mantar hücrelerinde de depo edilebilir. ✔ Kanın glikoz oranı düştüğünde karaciğerde depolanan glikojen hidroliz edilir. Çizgili kaslarda depolanan glikojen ise kasların enerji ihtiyacını gidermek için hidroliz edilir. ✔ Suda çözünür. Nişasta: ✔ Bitkisel depo polisakkaritidir. ✔ Bitkilerde fotosentez sonucunda üretilir ve depo organlarında depolanır. ✔ Suda çözünmez. (Çok az çözünür) ​ Yapı Polisakkaritleri Selüloz: ✔ Bitkisel yapı polisakkaritidir. ✔ Bitkilerin ve alglerin hücre çeperinin yapısına katılır bu nedenle doğada en çok bulunan polisakkarittir. ✔ Bazı arke, bakteri ve protistalar dışında hiçbir canlı tarafından hidroliz edilemez. İnsanlarda sindirilemediğinden dışkı şeklinde dışarı atılır. Bol selülozlu besinler yemek bağırsak hücrelerini uyarır ve mukus salgısının üretimini artırır. Bu durum sindirimi ve emilimi kolaylaştırır. Selülozlu besinlerle beslenmek sağlık açısından önemlidir. ✔ Suda çözünmez. ​ Yapı Polisakkaritleri Kitin: ✔ Hayvansal yapı polisakkaritidir. ✔ Eklem bacaklıların dış iskeletinin yapısına katılır. ✔ Mantarların hücre çeperinin yapısına katılır. ✔ Diğer karbonhidratlardan farklı olarak yapısında N (azot) elementi bulunur. Bu nedenle azotlu polisakkarit de denir. ✔ Suda çözünmez, KARBONHİDRATLAR

  • Lipitler | selinhoca

    Önceki konu: Karbonhidratlar Sıradaki konu: Proteinler ve Vitaminler Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir PDF 202 2 Anlatımları PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu 2) LİPİTLER ✔ C, H, O atomlarından oluşur. Bazı lipitlerin yapısında P ve N gibi elementler de bulunabilir. ✔ Enerji vericidirler. H atomu miktarı karbonhidrat ve proteinlere göre daha fazla olduğundan aynı miktarlarına göre daha fazla enerji verir. ✔ Suda çözünmezler. Benzen, kloroform gibi organik çözücülerde çözünürler. ✔ Yapı ve görevlerine göre üç çeşittirler. ​ A) Nötral Yağlar (Trigliserit): ✔ Depo edilerek gerektiğinde enerji verici olarak kullanılan lipit molekülleridir. ✔ Deri altında depolanarak ısı yalıtımı mekanik destek sağlar. ✔ Canlılarda farklı amaçlar ile depolanırlar. Örneğin; Göçmen kuşlar: Çok fazla enerji vermesi ve hafif olması Soğuk ortamlarda yaşayan hayvanlar (kutup ayısı): Isı yalıtımı sağlaması ve çok fazla enerji vermesi Kurak ortamlarda yaşayan hayvanlarda (deve): Solunumla parçalanmaları halinde çok fazla su açığa çıkması ​ ✔ Bir tane gliserol molekülü ile üç yağ asidinin dehidrasyon sentezi ile birleşmesiyle oluşmuş lipitlerdir. ✔ Nötral yağ oluşumu sırasında yağ asitleri gliserole üç yerden ester bağı ile bağlanır. Bağlanmanın olduğu her yerden su çıkışı görülür. ​ Yağ Asidi: Uzun karbon zincirlerinden oluşmuş lipit monomerleridir. ✔ Ortamda birikmeleri asitliği artırarak ortam pH’ını düşürür. ✔ Yağ asitleri yapısında bulunan karbonlar arasında çiftli bağ olup olmamasına göre ikiye ayrılır. a) Doymuş Yağ Asitleri: Karbonlar arasında çiftli bağ bulunmayan, bütün karbonların tekli bağ yaptığı yağ asitleridir. ✔ Hayvansaldır. ✔ Oda sıcaklığında katı haldedirler. Örnek; tereyağı, kuyruk yağı… ​ b) Doymamış Yağ Asitleri: Karbonlar arasında çiftli bağların bulunabildiği yağ asitleridir. ✔ Bitkiseldir ve oda sıcaklığında sıvı haldedirler. Örnek; zeytinyağı, badem yağı, Ayçiçek yağı… Margarin: Doymamış yağ asitlerinin endüstriyel yollarla hidrojenle doyurulmasıyla oluşmuş yağ asitlerinden oluşmuş yağlardır. ✔ Oda sıcaklığında katı haldedirler. Esansiyel (Temel) Yağ Asitleri: Hayvanlar tarafından üretilemeyip dışarıdan alınmak zorunda olan yağ asitleridir. ​ B) Fosfolipitler: ✔ Bir gliserol, iki yağ asidi ve bir fosfat grubundan oluşmuş lipitlerdir. ✔ Gliserol ve fosfatın bulunduğu kısım baş, yağ asidi kısmı ise kuyruk yapısını oluşturur. ✔ Hücre zarının yapısına katıldığından yapıcı - onarıcı olarak kullanılırlar. ✔ Hücre zarının temel yapısını oluştururlar. Kuyruk kısımları birbirine bakacak şekilde çift sıra dizilmişlerdir. ✔ Fosfolipitlerin baş kısmı hidrofilik, kuyruk kısmı hidrofobiktir. ✔ Bu özellikleri nedeniyle hücre zarının da iç kısmı hidrofobik, dış kısmı hidrofiliktir. ✔ Hücre zarına akıcılık özelliği kazandırırlar. ​ C) Steroitler: ✔ Hücre zarından doğrudan geçebilirler. ✔ Halkasal yapıya sahip olan lipit çeşididir. ✔ Yapıcı-onarıcı ve düzenleyicidir. Enerji verici olarak kullanılmazlar. ✔ Bitkilerde bulunan kauçuk, eterik yağ ve reçine gibi maddelerin yapısına katılırlar. Kolesterol: ✔ Önemli bir steroit çeşididir. ✔ Hayvanların hücre zarının yapısına katılarak zarın geçirgenliğini artırır, akıcılığını azaltarak dayanıklılığını artırır. ✔ Sinir hücrelerindeki miyelin kılıfın yapısında bulunur. Bu şekilde izolasyon sağlar. ✔ D vitamini, safra ve eşeysel hormonların üretiminde kullanılır. ​ NOT: Bitki hücrelerinin zarında kolesterol bulunmaz. ​ Lipitler

  • Oksijenli Solunum | selinhoca

    Oksijenli Solunum Diğer video izleme seçenekleri ​ Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir ​ PDF 2022 Anlatımları ​ PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu Diğer video izleme seçenekleri ​ ​ Özel Ders versiyonu izle PDF İndir ​​ PDF 2022 Anlatımları ​ PDF Özel Ders versiyonu OKSİJENLİ SOLUNUM ​ ✔ Besin moleküllerinin oksijen varlığında su ve karbondioksite kadar parçalandığı hücresel solunum reaksiyonlarına oksijenli solunum denir. ✔ Enerji ihtiyacı fazla olan canlılarda görülür. Oksijensiz solunuma ve fermantasyona göre daha fazla ATP üretilir. Besin moleküllerinden ayrılan elektronların son alıcısı oksijen olduğundan bu isim verilmiştir. ​ MİTOKONDRİ ✔ Ökaryot hücrelerde oksijenli solunumun gerçekleşmesini s ağlayan organeldir. ✔ İç ve dış olmak üzere iki zardan oluşmuştur. İç zarı kıvrımlıdır. Yapmış olduğu kıvrımlara krista adı verilir. Kristalar, mitokondrinin solunum verimini artırır. ✔ İçini dolduran sitoplazma benzeri sıvıya matriks denir. Matriks içerisinde DNA, RNA, ribozom ve enzim başta olmak üzere çok sayıda organik ve inorganik madde vardır. Halkasal DNA’ya sahiptir. ✔ Protein sentezi yapabilir ve hücre kontrolünde bölünebilir. ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ MEZOZOM ✔ Oksijenli solunum yapan prokaryot canlılarda hücre zarının sitoplazmaya doğru yapmış olduğu kıvrılmalar ile oluşturulmuş yapıdır. ✔ Kesinlikle organel değildir. ​ ✔ Oksijenli Solunum 4 aşamada gerçekleşir. 1) Glikoliz 2) Pirüvat oksidasyonu (Krebs hazırlık evresi) 3) Krebs 4) ETS ✔ Ökaryotlarda glikoliz sitoplazmada, pürivat oksidasyonu ve krebs matrikste, ETS ise iç zarda gerçekleşir. ✔ Prokaryotlarda glikoliz, pürivat oksidasyonu ve krebs sitoplazmada, ETS hücre zarında gerçekleşir. 1) Glikoliz ✔ Tüm hücresel solunum tepkimelerinin başlangıç kısmıdır. ✔ Her canlıda sitoplazmada gerçekleşir. ✔ Glikoliz evresi sonunda oluşan NADH2 ve pirüvatlar mitokondri içine girer ve krebse katılır. ​ 2) Krebs Hazırlık Evresi (Pürivat Oksidasyonu) ✔ Mitokondrinin matriksinde gerçekleşir. ✔ Glikoliz sonucu üretilmiş olan pürivat molekülleri mitokondrinin matriksine geçerek enzimler aracılığı ile asetil-CoA haline getirilir. Bu sırada tepkimeden CO2 ayrılır, NAD indirgenir ve asetil-CoA oluşur. ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ Krebs (Sitrik asit döngüsü) ✔ Mitokondri matriksinde gerçekleşir. ✔ Krebs hazırlık sonunda oluşan asetil Co-A bir önceki döngü sonunda oluşmuş olan okzaloasetik asitle birleşerek sitrik asiti oluşturur. ✔ Krebs boyunca sitrik asitten CO2 çıkışı görülür. Ayrıca NAD ve FAD indirgenmeleri gerçekleşir. NADH2 ve FADH2’ler oluşur. ✔ SDF ile ATP üretilir. ✔ Döngüde su kullanılır. (6 tane) ✔ 1 tane glikozdan 4 tane CO2, 6 tane NADH2, 2 tane FADH2 ve 2 tane ATP üretilir. ​ ETS (Elektron taşıma sistemi) ✔ Glikoliz, krebs hazırlık ve krebs boyunca NADH2 ve FADH2lere aktarılmış olan elektronlar mitokondrinin iç zarına gelerek zar üzerine yerleşmiş olan özel proteinler yardımı bir dizi indirgenme ve yükseltgenme tepkimeleri ile aktarılır. Bu aktarım sırasında açığa çıkan enerjinin bir kısmı ısı olarak sistemden ayrılır. Bu ısı sıcakkanlı canlılarda vücut sıcaklığının sabit tutulmasında kullanılır. Açığa çıkan enerjinin geri kalanı ise ATP içine yerleştirilerek hayatsal faaliyetlerde kullanılabilir hale getirilir. ✔ Koparılan elektronların ETS boyunca aktarılıp en son olarak oksijen tarafından tutulması ve bu sırada açığa çıkan enerji ile ATP sentezlenmesine oksidatif fosforilasyon denir. (Oksijensiz solunumda en son elektron tutucu oksijen dışında bir inorganik maddedir.) ✔ ETS elemanları iç zar üzerinde elektron tutma kapasiteleri (elektronegatiflik) artacak şekilde sıralanmışlardır. ✔ Elektronlar ETS boyunca aktarıldıkça elektronun enerjisi düşer. Bu nedenle son elektron tutucusu en güçlü elektron tutucusudur. Bu madde oksijendir. ✔ Oksijen ETS’den gelen elektronlar ile NADH2 ve FADH2’lerin hidrojenlerini alarak H2O oluşumunu sağlar. ✔ 1 glikoz için 6O2 harcanır, 12H2O oluşur. ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ ​ Kemiozmotik Teori ✔ ETS sırasındaki oksidatif fosforilasyon mekanizmasını açıklayan teoridir. ✔ NADH2 ve FADH2 elektronlarını ETS ye aktardığında açıkta kalan hidrojenler açığa çıkan enerjinin etkisi ile zarlar arası boşluğa geçer. Bu geçiş matriks ile zarlar arası boşluk arasında potansiyel fark oluşmasına yol açar. İç zar hidrojenlere geçirgen olmadığından hidrojenler potansiyel farkı eşitleyebilmek için zar üzerinde bulunan ATP Sentaz içerisinden matrikse geri dönerler. Bu durum ATP Sentazın aktifleşerek ATP üretmesine yol açar. ​ ✔ NADH2’nin getirdiği H için 2,5 ATP, FADH2’nin getirdiği H için 1,5 ATP üretilir. ✔ 2 tane glikoliz 2 tane krebs hazırlık 6 tane krebs olmak üzere toplam 10 tane NADH2 üretilir. ✔ 2 tane krebs olmak üzere toplam 2 tane FADH2 üretilir. ✔ ETS de oksidatif fosforilasyon ile toplamda 28 ATP (25 --> NAD, 3 --> FAD) üretilmiş olur. ✔Oksijenli solunumda bir tane glikoz için net 30-32 ATP üretilir. Bu farklılık glikoliz evresinde üretilen NADH2 moleküllerinin farklı hücrelerde ETS ye farklı yerlerden katılmasından kaynaklanır. Örnek: iskelet kası ve beyin hücrelerinde 30 ATP, karaciğer böbrek ve kalp hücrelerinde 32 ATP üretilir. ✔ Oksijenli solunumda toplamda 12H2O üretilir. Krebste 6H2O kullanıldığından net 6H2O üretilmiş olur. ​ BESİNLERİN OKSİJENLİ SOLUNUMA KATILMA YOLLARI Oksijenli solunumda organik madde olarak sadece glikoz kullanılmaz. ✔ Karbonhidratlar solunuma katılacaksa glikoza kadar parçalanır. Galaktoz ve fruktoz ise glikoza dönüştürülerek solunuma katılır. ✔ Proteinler aminoasitlere parçalanırlar. Aminoasitler solunuma katılmadan önce Deaminasyona uğrarlar. Yapılarındaki azot NH3 (amonyak) olarak ayrılır. Karaciğerde üreye dönüştürülür ve böbrekler ile vücuttan uzaklaştırılır. Oluşan molekülün karbon sayısına göre farklı yollardan hücre solunumuna katılır. ✔ Lipitler hidroliz sonucunda gliserol ve yağ asidi haline dönüştürülürler. Gliserol PGAL ye dönüştürülerek glikoliz aşamasına katılır. Yağ asitleri ise Beta Oksidasyon adı verilen reaksiyonlar ile 2 karbonlu moleküller halinde parçalanarak asetil co-A dönüştürülüp hücresel solunuma katılırlar. ​ Sıradaki konu: Bitkisel Dokular Önceki konu: Hücresel Solunum - Fermantayon

  • Çekirdek | selinhoca

    Önceki konu: Sitoplazma Sıradaki konu: Bilimsel Bilgi Çekirdek Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle PDF İndir PDF 2022 Anlatımları​ PDF Tablet versiyonu PDF Özel Ders versiyonu Diğer video izleme seçenekleri ​ Özel Ders versiyonu izle PDF İndir PDF 2022 Anlatımları​ 3) ÇEKİRDEK ✔ Ökaryot yapılı hücrelerde genetik maddeyi taşıyan hücre kısmıdır. ✔ Prokaryot hücreli canlılarda ve olgun alyuvar hücrelerinde bulunmaz. Dört temel kısımdan oluşur. ​ ​ 1) Çekirdek Zarı ✔ Çekirdek içeriğini sitoplazmadan ayıran çift katlı zardır. ✔ Yapısı hücre zarı ile aynıdır. Ancak yapısında bulunan porların genişliği hücre zarının porlarından daha büyüktür. Bu nedenle hücre zarından geçemeyen birçok molekül çekirdek porundan geçebilir. ✔ Endoplazmik retikulum tarafından oluşturulmuştur. Endoplazmik retikulum doğrudan çekirdek zarına bağlıdır. ✔ Çekirdek zarını oluşturan endoplazmik retikulum granüllü endoplazmik retikulum ise zarın dış yüzeyinde ribozom bulunur. ✔ RNA molekülü ve ATP çekirdek porundan geçebilirken DNA geçemez. ​ 2) Çekirdek Sıvısı (Çekirdek Plazması) ✔ Çekirdeğin içini dolduran sıvıdır. ✔ Yapısı sitoplazmaya benzerdir. Ancak sitoplazmadan daha yoğun bir sıvıdır. İçinde DNA, RNA ve inorganik, organik maddeler bulunur. 3) Çekirdekçik ✔ Çekirdeğin içinde bulunan belirgin koyu bölgedir. ✔ Çekirdek sıvısından zar ile ayrılmamıştır. ✔ Çekirdek sıvısı içindeki DNA moleküllerinin yoğunlaştığı bölgelerdir. ✔ Yapısında bulunan DNA molekülleri rRNA ve ribozom yapısına katılan proteinlerin üretiminden sorumludur. Bu yapılar birleştirilerek ribozomal alt birimler oluşturulur. ✔ Ribozom üretiminden sorumlu olduğundan protein sentezini çok fazla gerçekleştiren hücrelerde çok sayıda çekirdekçik bulunur. ​ 4) Kromatin İplik ✔ Çekirdek sıvısı içinde bulunan genetik maddedir. ✔ DNA molekülleri çekirdek içinde paketlenirken histon adı verilen özel proteinlerle sarılır ve nükleozom yapısını oluşturur. DNA + Histon = Nükleozom ✔ Nükleozomlar bir araya gelerek kromatin iplik halini alır. ✔ Kromatin iplikler düzensiz ipliklerdir. Çekirdek içindeki genetik maddenin doğal görüntüsüdür. ✔ Hücre bölünmesi sırasında DNA miktarı iki katına çıkar (Replikasyon). Kromatin iplikler kısalıp kalınlaşarak kromozom halini alır. Kromozomun varlığı hücrenin bölünmekte olduğunun kanıtıdır. ​ Kromozom ✔ Hücre bölünmesi sırasında genetik maddeyi taşıyan yapıdır. İki kat genetik madde taşır. ✔ Bir kromozom birbirinin aynısı olan iki kromatitten oluşur. Bu kromatitlere kardeş kromatit denir. Bunlar birbirine sentromer ile bağlanır. ​ ✔ İnsan: 46 Soğan: 16 Eğrelti Otu: 500 Moli Balığı: 46 kromozoma sahiptir. ✔ Aynı tür olan canlıların kromozom sayıları aynıdır. (Genellikle) ✔ Farklı türde canlıların kromozom sayıları aynı olabilir. Sayıların aynı olması canlıların birbirine genetik olarak benzer olduklarını göstermez. ✔ Kromozom sayılarına bakılarak canlılar arasında ilişki kurulamaz. ​

  • 10. SINIF | selinhoca

    10. Sınıf Konu Anlatımı ve Ders Notları 10. sınıf Biyoloji derslerinin konu anlatımlarına ve konulara ait ders notlarına ilgili derslerin sayfasına girerek ulaşabilirsiniz. ​ Bu bölümde yer alan konular: Hücre Bölünmeleri (Mitoz Bölünme - Mayoz Bölünme) Üreme Çeşitleri (Eşeyli Üreme - Eşeysiz Üreme) Kalıtım Ekoloji YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI Hücre Bölünmeleri Mitoz Bölünme Mayoz Bölünme Üreme Çeşitleri Eşeysiz Üreme Eşeyli Üreme Kalıtım Kalıtım ile İlgili Kavramlar Gamet - Genotip Fenotip Oranı Monohibrit ve Dihibrit Çaprazlama Kontrol Çapr. Eş Baskınlık Çok Allelik Kan Grupları Eşeye Bağlı Kalıtım Soyağaçları 1 - 2 Mutasyon - Adaptasyon Ekoloji Ekolojik Terimler Beslenme İlişkileri - Madde ve Enerji Akışı Madde Döngüleri - Çevre Kirliliği

bottom of page