top of page

Arama Sonuçları

Boş arama ile 101 sonuç bulundu

  • Bilim Etiği | selinhoca

    PDF İNDİR BİLİM ETİĞİ

  • Sınıflandırma Yaklaşımları | selinhoca

    Sıradaki konu: PDF İNDİR SINIFLANDIRMA YAKLAŞIMLARI

  • Canlılar ve Çevre | selinhoca

    Önceki konu: Bitkilerde Üreme PDF İNDİR TABLET ANLATIMI İZLE ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE VARYASYON ✔ Aynı tür bireyler arasında çevresel ve genetik faktörler etkisi ile bazı farklılıklar görülür. Aynı türün farklı bireylerinin her biri birer varyasyondur. ✔ Varyasyonlar özellikle eşeyli üreme ve mutasyon nedeni ile ortaya çıkar. ADAPTASYON ✔ Bir canlının yaşama ve üreme şansını artıran genetik özelliklere adaptasyon denir. ✔ Adaptasyon bir canlıda tek başına ortaya çıkmaz. Uzun yıllar boyunca bir popülasyonda ortaya çıkan özelliklerdir. ✔ Canlının ortama uyum sağlamasını ve böylece neslini devam ettirebilmesini sağlar. Örnek: - Kaktüs ve aleo vera bitkisinde su depolama - Develerin kirpiklerinin uzun olması - Kutup ayılarının kürklerinin kalın olması - Sıcak iklimlerde yaşayan sıcakkanlı canlıların vücut çıkıntılarının soğuk iklimlerde yaşayanlara oranla daha büyük olması DOĞAL SEÇİLİM ✔ Varyasyonlar arasındaki bazı farklılıklar, bazı bireylerin yaşadıkları ortamda daha rahat yaşamalarını sağlar. Avantajlı özelliklere sahip olanlar hayatına devam ederken, sahip olmayanlar elenir. Buna doğal seçilim denir. ✔ Bakteriyel bir enfeksiyon sonucu kullanılan antibiyotikler vücutta hastalığa yol açan bakterilerin bazılarını öldürebilirken bazıları hayatta kalır. Çünkü, hayatta kalan bireyler antibiyotiğe direnç gösterir. Diğerleri ise gösteremediğinden ölür. Burada seçilim hayatta kalan bireyler lehine oluşmuştur. Çünkü bu bireyler bu ortam şartlarında daha iyi rekabet etmişlerdir. ✔ Koyu renkli ağaç üzerinde bulunan koyu renkli kelebekler avcılar tarafından fark edilmediğinden yaşamlarına devam edebilirler. Açık renkli kelebekler ise fark edileceklerinden ölürler. ✔ Açık renkli ağaç üzerinde bulunan açık renkli kelebekler avcılar tarafından fark edilmediğinden yaşamlarına devam edebilirler. Koyu renkli kelebekler ise fark edileceklerinden ölürler. ✔ Aynı kelebek varyasyonu farklı yaşam koşullarında farklı seçilime uğrar. MUTASYON ✔ DNA üzerinde meydana gelen değişikliklere mutasyon denir. ✔ Mutasyona neden olan çevresel faktörlere ise mutajen denir. Işınlar, boyalar, çeşitli kimyasal maddeler… mutajen olabilir. ✔ Bazı mutasyonlar DNA tarafından düzeltilebilir ve canlıya zarar vermez. ✔ Bazı mutasyonlar ise canlıya yeni bir özellik kazandırarak yaşama ve üreme şansını artırabilir. Bunlara yararlı mutasyon denir. ✔ Mutasyonların çok büyük bir kısmı ise öldürücü ya da metabolizmayı bozucu niteliktedir. Günümüzdeki genetik hastalıklar mutasyonlar sonucu oluşmuştur. ✔ Mutasyonun kalıtsal olabilmesi için; üreme ya da üreme ana hücrelerinde meydana gelmesi gerekir. Vücut hücrelerinde meydana gelen bir mutasyon sadece kalıcı olabilir. Kalıtsal değildir. YAPAY SEÇİLİM ✔ İstenilen özelliklere sahip bireylerin insanlar tarafından seçilmesi ve bu özelliklerin çoğaltılması amacı ile kendi aralarında çiftleştirilmesidir. ✔ Yapay seçilim, özellikle besin ve ticari değeri yüksek bitki ve hayvanlar üzerinde uygulanır. Örnek: ✔ Brassica oleracea bitkisinin çeşitli kısımları kullanılarak yapay seçilim ile lahana, brüksel lahanası, brokoli, karnabahar… gibi besin olarak kullanılan bitkiler elde edilir. ✔ Günümüzde evcilleşmiş hayvan ve bitki türleri de yapay seçilim ile oluşturulmuştur.

  • Nöronda İmpuls Oluşumu | selinhoca

    PDF İNDİR TABLET ANLATIMI İZLE 2 ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE 2 TABLET ANLATIMI İZLE ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE PDF İNDİR 2 NÖRONDA İMPULS OLUŞUMU VE İLETİMİ ✔ Reseptöre tarafından bir uyarı algılandığında, nöron içerisinde elektrokimyasal değişiklikler meydana gelir. Bu değişikliklere impuls (uyartı) denir. ✔ Nörona etki eden her uyarı impuls oluşturamaz. Bir nöronda impuls oluşumunu sağlayan en küçük uyarı şiddetine eşik değeri (eşik şiddeti) denir. ✔ Eşik şiddeti altındaki uyarılar nöronda impuls oluşturamazken, üstündekiler oluşturur. Nöronların bu şekilde uyarılara ya hiç cevap vermeme ya da tüm gücüyle aynı şekilde cevap vermesine ya hep ya hiç prensibi denir. ✔ Eşik değeri bireye göre ve aynı bireyde zamana bağlı olarak değişiklik gösterebilir. ✔ Eşik değeri üzerindeki uyarılar; İmpulsun şiddetini, İmpulsun hızını, İmpulsun taşınma şeklini değiştirmez. ✔ Nöronlarda impuls iletimi elektriksel ve kimyasal (elektrokimyasal) yolla yapılır. ✔ İmpuls iletimi dendritten aksona doğrudur. ✔ Nöronların hücre zarının iki yüzeyi arasında bir elektrik yükü farkı bulunur. Buna zar potansiyeli denir. ✔ Zar potansiyelinin ortaya çıkmasında öncelikle K+ (potasyum) ve Na+ (sodyum) iyonları etkilidir. K+ derişimi hücre içinde, Na+ derişimi hücre dışında fazladır. Bu iki iyonun hücre içi ve hücre dışı derişim farkı, hücre zarında yer alan sodyum-potasyum pompalarının faaliyeti ile korunur. ✔ İmpuls taşıyan bir nöronda kısa süreli elektrokimyasal değişiklikler meydana gelir. Buna aksiyon potansiyeli denir. ✔ Miyelin kılıf taşıyan nöronlarda, aksiyon potansiyeli nöronun her bölgesinde meydana gelmez. Sadece ranvier boğumlarının olduğu bölgede oluşur. Bu durum impuls iletim hızını artırır. ✔ Aksiyon potansiyeli, üç aşamada gerçekleşir. Polarizasyon: Nöronun impuls taşımayan bölgesinde gerçekleşir. Ancak nöron impuls taşımaya hazırdır. ✔ Sodyum-potasyum pompası aktif taşıma ile Na iyonlarını hücreden uzaklaştırır. K iyonlarını ise hücre içine taşır. ✔ Dinlenme durumundaki bir nöronun dışı pozitif (+), içi negatif (-) yüklüdür. Bu duruma polarizasyon (kutuplaşma) denir. ✔ Polarizasyon durumunda hücre içi ve dışı elektriksel güç farkı -70mV tur. Bu fark hücreden hücreye değişebilir. Depolarizasyon: Nöron içerisinde impulsun bulunduğu bölgedir. ✔ Uyarı geldiğinde sinir hücresinin zarında bulunan Na kapıları açılır. Hücre dışında fazla bulunan Na difüzyon ile hücre içine girmeye başlar. ✔ Hücre içinde hem Na hem de K iyonları fazla duruma geldiğinden hücre içi pozitif (+), hücre dışı negatif (-) yüklü duruma geçer. O noktada polarizasyon tersine döner. Buna depolarizasyon denir. ✔ Depolarizasyon durumundaki bir nöronda hücre içi ve hücre dışı arasındaki elektriksel güç farkı +40mV tur. Repolarizasyon: İmpulsun geçip gittiği nöron bölgesidir. Bu bölge, yeni impuls almaya hazır değildir. ✔ Depolarizasyondan sonra hücre zarında bulunan Na kapıları kapanır. Hücre içine giren Na girişi durur. Ardından hücre zarındaki K kapıları açılır. K lar difüzyon ile hücre dışına çıkmaya başlarlar. ✔ Hücrenin içi negatif(-), dışı pozitif (+) yüklü olur. Buna repolarizasyon denir. ✔ Repolarizasyonda, elekriksel olarak polarizasyon yeniden sağlanır ancak yük dağılımı polarizasyondan farklıdır. Bu nedenle yeni gelecek olan impuls taşınamaz. ✔ Polarizasyonda hücre içinde K fazlayken, repolarizasyonda Na fazladır. ✔ Na-K pompası yeniden aktifleştirilerek polarizasyonun oluşmasını sağlar. Aksiyon Potansiyeli İmpuls taşıyan bir nöronda kısa süreli elektrokimyasal değişiklikler meydana gelir. Buna aksiyon potansiyeli denir. İki Nöron Arasında İmpuls İletim Hızının Farklı Olabileceği Durumlar 1) Miyelin kılıfın varlığı: Miyelin kılıflı nöronlarda atlamalı iletim yapılacağından iletim daha hızlıdır. 2) Ranvier boğum sayısı: Boğum sayısı arttıkça daha fazla aksiyon potansiyeli görüleceğinden, iletim yavaşlar. 3) Akson çapı: Aksonun çapı arttıkça iletim hızı artar. Uyarı Şiddetinin ve Uyarı Çeşidinin Ayırt Edilmesi ✔ 30 derece sıcaklıktaki bir demire dokunma ile 100 derece sıcaklıktaki demire dokunma arasındaki farkı nasıl anlarız? ✔ Uyarının şiddetinin artması, nöronda daha fazla sayıda ve sık aralıklarla impuls oluşmasına neden olur. ✔ Nöronların eşik değeri farklı olabilir. Bu nedenle uyarı şiddetinin artması giderek daha fazla nöronun uyarılmasını sağlar. ✔ Beyindeki duyu merkezleri hem gelen impuls sayısı ve sıklığına hem de uyarılan nöron sayısına göre uyarının şiddetini anlar. Bu sayede uyarının ılık ya da sıcaklığına karar verilir. ✔ Sinir sistemine gelen uyarının çeşidi, uyarıyı alan duyu reseptörüne ve buna bağlı olarak da impulsun taşındığı yolla belirlenir. SİNAPSTA İMPULS İLETİMİ ✔ İmpulsun bir hücreden diğerine aktarılması sinapslar aracılığı ile olur. ✔ İki nöron arasındaki bağlantı bölgesine sinaps denir. Bir nöronun aksonu, başka bir nöronun hücre gövdesine, dendritine, salgı bezine ya da kasa bağlantı yapar. Aksonun ucu çok sayıda dallanma yaptığı için bir tek nöron birçok nöronla sinaps yapabilir. ✔ Aksonun dallarından her biri, küçük şişkinliklerle sona erer. Bu yapılara sinaptik yumru (uç) denir. ✔ Bir nöronun sinaptik yumrusu ile diğer hücre arasındaki boşluğu sinaptik boşluk (aralık) denir. ✔ Sinaptik yumruda birçok sinaptik kesecik ve bu kesecikler içinde de nörotransmitter maddeler bulunur. Bu maddeler, sinapslarda kimyasal iletimi sağlayan moleküllerdir. ✔ Bir impuls sinaptik yumruya geldiğinde akson ucunun Ca geçirgenliği artar. Ve hücre içine Ca girişi başlar. ✔ Sinaptik kese içindeki nörotransmitter maddeler ekzositozla sinaptik boşluğa dökülür. ✔ Nörotransmitter maddeler difüzyon ile ilerleyerek komşu hücre zarındaki reseptörlere bağlanır. ✔ Reseptöre bağlanan nörotransmitter maddeler dendrit ucundaki Na kapılarının açılmasına neden olur. Na girişi başlar ve hücre depolarizasyon olur. ✔ İletim gerçekleştikten sonra sinaptik boşluktaki nörotransmitter maddeler enzimler aracılığı ile parçalanır ya da nöron tarafından tekrar hücre içine alınır. ✔ Böylece dendrit ucundaki Na kanalları kapanır. Reseptöre bağlanan nörotransmitter maddeler komşu hücre nöron ise impuls oluşturur; efektör ise tepki oluşturur. ✔ Nöronda oluşan impulslar her sinapstan geçemez. Bazı sinapslar impulsun geçişini sağlarken, bazıları engeller. Buna seçici direnç denir. Böylece oluşan her impulsun vücuttaki tüm tepki organlarını uyarması önlenmiş olur. ✔ İmpulsun geçişine izin veren sinapslara kolaylaştırıcı sinaps denir. Kolaylaştırıcı sinapslar; komşu hücre zarında depolarizasyona neden olur. ✔ İmpulsun geçişini engelleyenlere ise durdurucu sinaps denir. Durdurucu sinaps; komşu hücre zarının polarizasyonunu artırarak iletimi engeller. ✔ Sinapslarda iletim, nörondaki iletimden daha yavaştır. İletim yolunda ne kadar çok sinaps varsa iletim hızı o kadar yavaş olur. Sıradaki konu: Beyin Önceki konu: Sinir Doku

  • Dişi Üreme Sistemi | selinhoca

    TABLET ANLATIMI İZLE TABLET ANLATIMI İZLE 2 ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE 2 PDF İNDİR PDF İNDİR 2 ✔ İnsanlar eşeyli üreme yapan canlılardır. ✔ Dişilerde ve erkeklerde aynı amaca hizmet eden üreme organları bulunur. Bu organların yapıları birbirinden farklıdır. Dişi Üreme Sistemi Dişilerde; ✔ Yumurta hücresini üretmek ✔ Doğuma kadar fetüsü taşımak ✔ Hormon salgılamak görevleri olan sistemdir. 1) Ovaryum (Yumurtalık): ✔ Sağlıklı bir kadında rahimin sağında ve solunda olmak üzere iki tanedir. ✔ Her biri içerisinde yumurta hücresinin üretiminde görev alacak, çok sayıda folikül vardır. ✔ Fetüs halindeyken foliküller oluşmaya başlar ve folikül içinde bulunan oogonyumlar farklılaşarak primer oosit halini alır. Primer oositler ergenliğe kadar değişikliğe uğramadan beklerler. ✔ Ergenlikle beraber foliküller gelişmeye başlar ve hipofiz hormonlarının denetimi ile östrojen ve progesteron hormonu salgılarlar. ✔ Her ay yumurtalıklardan bir tanesi içinde birden fazla folikül gelişmeye başlar. Sadece bir tanesi gelişimini tamamlayarak yumurta hücresini üretir. (Genellikle) 2) Fallopi Tüpü (Yumurta kanalı): ✔ Yumurtalıkları rahime bağlayan içi silli kanaldır. ✔ Yumurtalıkla bağlandığı bölgeye kirpiksi huni denir. ✔ Kirpiksi huni, yumurta hücresinin yumurta kanalına atılmasını sağlar. ✔ Yumurta burada döllenir. Döllenmiş yumurtanın (zigot) ilk mitoz bölünmelerini geçirdiği yer burasıdır. 3) Uterus (Rahim / Döl yatağı): ✔ Embriyonun doğuma kadar gelişimini ve büyümesini tamamladığı yerdir. ✔ İç tabakasına endometriyum denir. Bu tabaka embriyonun rahime tutunduğu ve belirli bir süre beslendiği yerdir. 4) Vajina: ✔ Döllenmemiş yumurtanın dışarı atıldığı yerdir. ✔ Normal doğum ile fetüsün dışarı çıktığı yerdir. ✔ Üretra ile bağlantısı yoktur. ✔ Üreme ana hücrelerinin mayoz bölünme ile üreme hücreleri oluşturmasına gametogenez denir. ✔ Gametogenez kadınlarda oogenez, erkeklerde spermatogenez olarak isimlendirilir. Oogenez ✔ Oogonyumların (yumurta ana hücresi) mayoz ile yumurta hücresi üretmesidir. 1) Kadınlarda oogenez fetüsken başlar, menopozla sonlanır. Fetüs halindeyken oogonyumlar mitoz bölünmeler ile primer oosit oluşturur. Oluşan bu hücreler ergenliğe kadar değişikliğe uğramadan bekletilir. Ergenlikle beraber her ay bir tanesi yumurta hücresini oluşturur. 2) Ergenlik ile beraber hormonların etkisi ile primer oosit mayoz I geçirerek sekonder oosit ve kutup hücresi halini alır. Kutup hücrelerinin sitoplazması azdır bu nedenle bir süre sonra kaybolur. Sekonder oosit ise mayoz II ye başlar. Metafaz II aşamasına geldiğinde ise bu aşamada durur. Folikül içinde çıkarak yumurta kanalına atılır. (Ovulasyon) 3) Yumurta kanalı içerisinde sperm ile karşılaşırsa döllenerek mayoz II ye kadığı yerden devam eder. Yumurta hücresi oluşturulur. Oluşan yumurta hücresi ile sperm hücresinin çekirdeği kaynaşır. Bol sitoplazmalı döllenmiş yumurta hücresi, az sitoplazmalı ikincil kutup hücresi oluşur. Kutup hücresi zamanla kaybolur. Yumurta Hücresinin Yapısı ✔ Sentrozom organeline sahip olmayan sitoplazması normal hücrelerden daha fazla olan n kromozomlu bir hücredir. ✔ Etrafı zona pellusida tabakası ile kaplıdır. Bu tabaka birden fazla spermin dölleme yapmasını ve farklı türdeki spermlerin dölleme yapmasına engel olur. ✔ Zona pellusida etrafında bulunan folikül hücreleri, yumurta hücresini besler ve zona pellusidayı üretir. Dişi Üreme Sisteminin Kontrolünü Sağlayan Hormonlar GnRH: Hipotalamustan salgılanarak hipofiz bezinin ön lobuna etki eder. Hipofiz bezinden FSH ve LH salgılanmasını sağlar. Hipofiz Hormonları ✔ FSH: Hipofizin ön lobundan salgılanır. Ovaryumları uyararak folikül gelişmesini ve folikülden östrojen hormonu salgılanmasını sağlar. ✔ LH: Hipofizin ön lobundan salgılanır. Ovulasyonu sağlar. Yırtılan folikülün yağ ile dolarak korpus luteum halini almasını sağlar. Ayrıca korpus luteumdan az miktarda östrojen çok miktarda progesteron salgılattırır. ✔ LTH: Hipofizin ön lobundan salgılanır. Süt bezlerinin gelişmesini ve annelik iç güdüsünün oluşmasını sağlar. ✔ Oksitosin: Hipofizin arka lobundan salgılanır. Rahim kaslarının kasılmasını sağlayarak doğumu başlatır ve süt bezlerinden süt salgılanmasını sağlar. Östrojen Folikülden salgılanarak rahim iç dokusunun gebeliğe hazırlanmasını sağlar. İkincil eşey karakterlerinin oluşmasını sağlar. Progesteron Korpus luteumdan salgılanır. Rahim iç duvarının gebeliğe hazırlanmasını sağlar. Gebelik süresince salgılanarak gebeliğin sonlanmasına engel olur. MENSTRÜAL DÖNGÜ Ergenlik ile menopoz arasında ortalama 28 gün süren, yumurta hücresinin üretimi ve üreme sisteminin gebeliğe hazırlanmasını sağlayan döngüdür. Dört aşamada gerçekleşir. 1) Folikül Evresi (0 – 14 gün) ✔ Hipotalamustan salgılanan GnRH etkisi ile hipofiz bezinden FSH salgılanır. ✔ FSH etkisi ile foliküller gelişir ve oogenez başlar. ✔ FSH salgılanması folikülden östrojen salgılanmasına neden olur. ✔ Östrojenin belirli bir miktarda artışı hipofizden salgılanan FSH’ın azalmasına neden olur. (negatif feed back) 2) Ovulasyon Evresi (14. gün) ✔ Östrojenin FSH’a negatif feedback yapması ve GnRH etkisi ile hipofizden LH salgılanmasına neden olur. ✔ LH etkisi ile ovulasyon gerçekleştirilir. Folikül yırtılarak metafaz II de kalmış yumurta hücresi yumurta kanalına atılır 3) Korpus Luteum Evresi (14 – 28 gün) ✔ LH etkisi ile yırtılan folikülün içi yağ ile dolar. Bu yapıya korpus luteum (sarı cisim) denir. ✔ Korpus luteumdan çok miktarda progesteron az miktarda östrojen salgılanır. ✔ Bu evrede hipofiz bezinden LTH salgılanır. Bu hormon LH ile beraber korpus luteumun bozulmasına engel olur. ✔ Döllenme olmuşsa doğuma kadar korpus luteum bozulmaz. Böylece bu sırada yeni yumurta hücresi üretilmez. ✔ Döllenme olmamışsa LH, östrojen ve progesteron seviyeleri düşer. Korpus luteum bozulur. 4) Menstrüasyon Evresi (28 – 5 gün) ✔ Korpus luteumun bozulması sonucunda döllenmemiş yumurtanın endometriyum dokularıyla beraber kanla dışarıya atıldığı evredir. ✔ Bu evre ortalama 4 – 5 gün sürer. Bu evrenin ilk gününde aynı zamanda folikül evresi de görülmeye başlanmıştır. ERKEK ÜREME SİSTEMİ Erkek üreme sistemi; ✔ Sperm hücresinin üretilmesi ✔ Spermlerin dişi vücuduna aktarılmasında görevlidir. 1) Testisler (Er bezi) ✔ Penisin sağ ve solunda olmak üzere iki tanedir. ✔ İçinde seminifer tüpçükleri bulunur. Bu yapılar içerisinde bulunan spermatogonyumlar sperm hücrelerinin üretimesini sağlar. ✔ İçinde bulunan leydig hücreleri, testosteron hormonu salgılar. ✔ İçinde bulunan sertoli hücreleri spermlerin beslenmesini sağlar ayrıca inhibin hormonu üretir. 2) Epididimis ✔ Spermlerin hareket ve dölleme yeteneği kazandırılmasını sağlar. 3) Vas deferans ✔ Spermlerin depolanmasını ve penise aktarılmasını sağlar. 4) Yardımcı bezler ✔ Bir çift cowper bezi, bir çift seminal kese ve bir tane prostat bezinden oluşur. ✔ Bu üç bez seminal sıvıyı üretir. ✔ En büyük yardımcı bez prostat bezidir. İdrar ile spermin karışmasını önler. Seminal Sıvı: ✔ Spermlerin beslenmesini ve hareket etmesini sağlar. ✔ Dişi üreme sistemi içerisinde spermlerin bir süre hayatta kalmasını sağlar. 5) Penis ✔ Spermlerin ve idrarın dışarı atıldığı yerdir. ✔ İçerisindeki kanala üretra denir. Üretra hem boşaltım sisteminin hem de erkek üreme sisteminin sonudur. SPERMATOGENEZ ✔ Spermatogonyumların mayoz ile sperm üretmesidir. ✔ Ergenlik ile başlar antropoza kadar devam eder. ✔ Her ay binlerce sperm oluşturulabilir. 1) Seminifer tüpçükleri içerisinde bulunan spermatogonyumlar mitoz bölünme ve farklılaşmalar ile primer spermatositler oluşur. 2) Primer spermatositler ergenlik ile birlikte mayoz bölünmeye başlarlar. Mayoz I sonucunda iki tane sekonder spermtosit oluşur. 3) Sekonder spermatositler mayoz II ile toplamda 4 tane spermatid oluşturur. Spermatidler döllenme ve hareket yeteneği olmayan gametlerdir. 4) Spermatidler, epididimis içerisine giderek burada dölleme ve hareket yeteneği kazanır. Böylece sperm hücreleri oluşur. Sperm Hücresinin Yapısı ✔ Baş, boyun ve kuyruk kısmında oluşur. ✔ Baş kısmında n kromozomlu çekirdek ve akrozom bulunur. ✔ Akrozom, bol miktarda sindirim enzimi içerir. Yumurta hücresinin zarının erimesini sağlar. ✔ Boyun kısmında bol miktarda mitokondri bulunur. Bu mitokondriler kuyruk kısmındaki kamçının hareketi için gerekli olan enerjiyi üretirler. ✔ Baş ile boyun kısmının ortasında sentrozom bulunur. Döllenmeyle beraber bu sentrozom zigotun sentrozomu haline gelir. Erkek Üreme Sistemi Hormonları GnRH: Hipotalamus tarafından salgılanarak hipofiz bezinin ön lobundan FSH ve LH salgılanmasını sağlar. Hipofiz Hormonları ✔ FSH: Hipofiz bezinin ön lobundan salgılanır. Seminifer tüpçüklerini uyararak spermatogenezi başlatır. ✔ LH: Hipofiz bezinin ön lobundan salgılanır. Leydig hücrelerini uyararak testosteron hormonu salgılatır. Testosteron Testislerde bulunan leydig hücrelerinden salgılanır. Spermlerin olgunlaştırılmasını ve ikincil eşey karakterlerinin oluşturulmasını sağlar. Negatif geri bildirim ile FSH, LH ve GnRH salgılarını azaltır. İnhibin Hormonu Testis içerisindeki sertoli hücreleri tarafından salgılanarak FSH hormonunun salgılanmasına engel olur. (Negatif geri bildirim) DÖLLENME ✔ Yumurta ve sperm hücresinin bir araya gelerek kaynaşmasına döllenme denir. ✔ Döllenme sonucunda oluşan 2n kromozomlu hücreye zigot denir. ✔ İnsanlarda üretilen yumurta hücresi fertilizin maddesi salgılayarak spermleri kendine çeker. ✔ Spermlerden bir tanesi zona pellusidayı geçip hücre zarına ulaştığında zona pellusida sertleşerek diğer spermlerin içeri girmesine engel olur. ✔ Yumurta içerisine spermin sadece çekirdek ve sentrozomu girer. Zigotun sentrozomu spermden, mitokondrisi yumurtadan gelir. ✔ Kadında birden fazla yumurta hücresi üretilmiş ve bu hücreler ayrı ayrı döllenmişse bu durumda çoğul gebelikler oluşur. Ancak oluşan yavruların genetik yapsı birbirinden farklıdır. Örn: Çift yumurta ikizi Sıradaki konu: Embriyonik Gelişim Önceki konu: Boşaltım Sistemi

  • 9. SINIF YAZILI SORULARI | selinhoca

    1. DÖNEM YAZILI SORULARI 2. DÖNEM YAZILI SORULARI PDF İNDİR - 9. SINIF 2. DÖNEM 1. YAZILI (2025) 1. YAZILI FULL TEKRAR ÇALIŞMASI 1. DÖNEM 1. YAZILI 2. VİDEO PDF İNDİR

  • Bilimsel Bilgi Süreçleri | selinhoca

    Sıradaki konu: PDF İNDİR ÖZELLEŞME HÜCRE --> DOKU --> ORGAN --> SİSTEM --> ORGANİZMA ✔ Her hücre kendi içerisinde özelleşerek organeller ile bazı görevleri daha kolay yerine getirmiştir. ✔ Çok hücreli canlılar ise daha kompleks görevleri yerine getirmek için hücreler arasında özelleşme görülür. ✔ Çok sayıda benzer hücrelerin bir araya gelmesiyle oluşan yapıya doku denir. ✔ Farklı dokuların bir araya gelmesiyle oluşan yapıya organ denir. ✔ Ortak amaca hizmet eden organların bir araya gelmesiyle oluşan yapıya sistem denir. ✔ Sistemler bir araya gelerek organizmayı oluşturur. ÖZELLEŞMENİN FAYDALARI ✔ Metabolizma olaylarının daha verimli ve hızlı olmasını sağlar. Harcanan enerji miktarı da azalır. ✔ Çok hücreli canlıların hayatta kalma şansı tek hücrelilere göre daha fazladır. Çok hücrelilerde özelleşme daha fazla olduğundan ortamdaki kaynaklardan daha iyi faydalanırlar. ✔ Tek hücreli canlıların büyümesi sınırlıdır. ÖZELLEŞMENİN GETİRDİĞİ SORUNLAR ✔ Tek hücreliler temel faaliyetlerini kendileri düzenler. Çok hücreliler ise bu temel faaliyetlerin sadece bir tanesini gerçekleştirebilmek için özelleşmiştir. ✔ Çok hücreli bir canlıda hayati öneme sahip bir dokunun zarar görmesi, diğer dokularda sorun olmasa bile canlının ölümüne yol açabilir. ✔ Fazla özelleşmiş yapılar dayanıksızdır. BİLİMSEL YÖNTEM 1)Gözlemler Yapma: Bilim insanı merak ettiği bir konu hakkında bilgi edinir. Veriler toplar. Nitel Gözlem: Ölçüm araçlarının kullanılmadığı gözlemlerdir. Sonuçları subjektiftir. Nicel Gözlem: Ölçüm araçlarının kullanıldığı gözlemlerdir. Sonuçları objektiftir. 2)Problemin Tespiti: Yapılan gözlemler sonucunda bilim insanının araştırdığı konu ile ilgili cevap aradığı sorudur. 3)Hipotez Kurma: Gözlemlerden yola çıkarak problemine bulduğu geçici çözümdür. Hipotez, probleme doğru cevap vermek zorunda değildir. Eleştiri ve deneylerle test edilmeye açık olmalı; verileri kapsamalıdır. 4)Tahminde Bulunma: Hipotez ile alakalı kurulmuş bir tahmindir. «Eğer…..ise…..dir.» tipik bir tahmin cümlesidir. 5) Kontrollü Deney: Hipotezin test edilmesi amacı ile yapılmış deneydir. ✔ Kontrol ve deney grubu olmak üzere iki ana gruptan oluşur. ✔ Probleme konu olan, araştırılmak istenen değişken iki grup arasında farklı olarak seçilir. Buna bağımsız değişken denir. Diğer değişkenler aynı şekilde seçilir. ✔ Bağımsız değişken nedeni ile iki grup arasında ortaya çıkan sonuca bağımlı değişken denir. Bağımlı değişken, bağımsız değişkene bağlıdır. ✔ Kontrollü deneyin sonucu hipotez desteklenmezse hipotez çürür. Hipotez kurulmasından itibaren basamaklar tekrarlanır. ✔ Hipotez ile kontrollü deney sonuçları birbirine uyumlu olursa hipotez diğer bilim insanları ile paylaşılır. Destek bulursa, gerçeğe dönüşür. Bu durumda çok sayıda bilim insanı tarafından destek görmüş bir hipotez olabileceği gibi teori ya da kanun halinde de dönüşebilir. 6) Teori ve Kanun: Teori: Doğa olaylarının neden gerçekleştiğini açıklayan kuramlardır. Birçok hipotezi kapsayabilir. Kanun: Doğa olaylarının nasıl gerçekleştiğini açıklayan kuramlardır. ✔ Teori ve kanun arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur. Teoriler, kanunlara dönüşemezler. ✔ Hipotezler, konu kapsamına göre teori ya da kanun halini alabilirler.

  • Boşaltım Sistemi | selinhoca

    TABLET ANLATIMI İZLE TABLET ANLATIMI İZLE 2 ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE 2 ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE 3 PDF İNDİR PDF İNDİR 2 Boşaltım Sistemi ✔ Metabolizma olayları sonucu meydana gelen, canlı için zararlı ve ihtiyaç duyulmayan maddelerin organizmalar tarafından dışarı atılmasına boşaltım, boşaltımda görev alan organların oluşturduğu sisteme boşaltım sistemi denir. ✔ Boşaltım sisteminin asıl organları böbreklerdir. Bunun dışıdaki; deri, karaciğer, akciğer, anüs boşaltım organı olarak kabul edilmez. Boşaltım Maddeleri Su ve Karbondioksit ✔ Monomerlerin solunumla parçalanması sonucunda oluşur. ✔ Su --> Deri, akciğer, böbrekler ve anüs ile atılabilir. ✔ CO2 --> Akciğerler ile atılır. Azotlu Boşaltım Atıkları ✔ Aminoasitlerin solunumla yıkılması sonucu ya da diğer monomerlere dönüşmesi sonucunda amonyak oluşur. ✔ Amonyağın zehir oranı yüksek olduğundan bol su ile seyreltilerek vücuttan uzaklaştırılır. ✔ Canlıların su ile olan ilişkisi boşaltım atıklarının katılığını belirler. Suya bağımlılık azaldıkça boşaltım maddeleri katılaşmaya başlar. ✔ Amonyak insanlarda üreye dönüştürülerek (az miktarda ürik aside de) atılır. Böylece boşaltım sırasında daha az su atılmış olur. ✔ Amonyak, karaciğerdeki kupfer hücrelerinde ornitin devri ile üreye çevrilir. ✔ Boşaltım sistemi ve deri ile vücuttan uzaklaştırılır. Diğer Maddeler ✔ Birçok yoldan vücuda girmiş ve vücut tarafından kullanılmış ilaç, zehir ve tuz gibi maddeler boşaltım atıklarıdır. ✔ Ayrıca; Na, K, Ca, Cl gibi iyonlar, metabolizma sonucu oluşan HSO4, HCO3, H+, fosforik asit, kreatin ve kreatinin de boşaltım maddeleridir. BOŞALTIM ORGANLARI ✔ İnsanda boşaltım sistemi böbrek, üreter, idrar kesesi (mesane) ve üretradan oluşur. Böbrek ✔ Sağlıklı bir insanda bir çift böbrek bulunur. ✔ Her böbreğin üstünde bir böbrek üstü bez bulunur. Böbrekle bez arasında yağlı bir doku vardır. Böbrek üstü bez ile böbrek arasında doğrudan bir bağlantı yoktur. ✔ Böbreklerin çukur bölgesinden böbreğe kan, lenf damarları, sinirler ve idrar kanalları girer. Böbreğin Görevleri ✔ Kanın pH’ını düzenler. ✔ Kan bileşimini sabit tutar. ✔ Hormon salgılar. (Eritropoietin: Kemik iliğini uyararak alyuvar üretimini sağlar.) ✔ Uzun süreli açlık durumunda protein ve yağlardan karbonhidrat üretimini sağlar. ✔ Homeostasiyi sağlar. ✔ Boşaltım atıklarını uzaklaştırır. Böbreğin Dıştan İçe Yapısı Korteks (Kabuk) : Süzme birimleri (nefron) vardır. Medulla (öz) : Nefronların uzantıları uzanır. Havuzcuk (pelvis) : Böbreğin tam ortasında bulunan huni şeklinde yapıdır. Süzülme ile oluşan idrar burada toplanarak üretere aktarılır. Üreter ✔ Her bir böbrekten çıkarak idrarı mesaneye götürür. Mesane (İdrar Kesesi) ✔ İçi boş, düz kastan yapılmış bir kesedir. ✔ İdrarın keseye geldiği bölgelerde idrarın geri dönmesini engelleyen kapakçıklar bulunur. ✔ Dolduğunda gerilen duvarların yapısında bulunan sinir uçları beyne impulslar gönderir ve kesenin kasılmasını sağlar. Üretra ✔ İdrarın dışarı atıldığı yerdir. ✔ Erkeklerde üreme sistemi ile bağlantısı vardır. NEFRON ✔ Böbreklerde, kandan üre ve atık maddelerin süzülmesini sağlayan birimlere nefron denir. Her böbrekte yaklaşık bir milyon civarında nefron bulunur. Nefronun Yapısı 1) Glomerulus: Böbrek atardamarının kabuk bölgesinde yaptığı kılcal damar yumağıdır. ✔ Glomerulusun yapısında bulunan kılcal kan damarlarının yapısında iki kat yassı epitel vardır. Bu durum kan basıncının sabit kalmasını ve daima kanın ozmotik basıncından yüksek olmasına yol açar. Bu sayede glomerulus içindeki maddeler tek yönlü olarak nefron kanallarına iletilir. Glomerulus Kılcalları ile Normal Kılcalların Farkı ✔ İki ucu da atardamara bağlıdır. (getirici ve götürücü atar) ✔ Kan basıncı yüksek ve sabittir. ✔ Çift katlı epitelden oluşmuştur. ✔ Sadece madde çıkışı vardır. (Glomerulus kılcallarının iki ucunda atardamarın olması kan basıncının yüksek ve sabit olmasına yol açmıştır; bu basınca dayanıklı olması amacı ile çift katlı epitelden oluşmuştur.) 2) Bowman Kapsülü: Boşaltım kanalının başlangıç kısmı olup glomerulusu sarar. ✔ Tek katlı yassı epitelden oluşmuştur. ✔ Glomerulustan gelen süzüntünün boşaltım kanalına aktarılmasını sağlar. ✔ Glomerulus ve bowman kapsülü beraber malpighi cisimciğini oluşturur. 3) Boşaltım Kanalcığı: Nefronun Bowman kapsülünden sonra gelen kısmıdır. ✔ Proksimal tüp, henle kulbu, distal tüp ve idrar toplama kanalından oluşur. ✔ Proksimal ve distal tüp böbreğin kabuk bölgesinde; henle kulpu ve idrar toplama kanalı böbreğin öz bölgesinde bulunur. ✔ Etrafı glomerulustan gelen götürücü damarların uzantısı olan yoğun bir kılcal damar ağı ile sarılmıştır. Bu damarlar idrarın son halini almasını sağlarlar. Nefrondaki bu kılcal damarların birleşmesi ile böbrek toplardamarı oluşturulur. ✔ Distal tüp, idrar toplama kanalına bağlanır. İdrar toplama kanalları ise genişleyerek havuzcukta toplanır. ✔ İdrar toplama kanallarının bir araya gelmesiyle oluşan yapıya piramit kanalları denir. Bunlar öz bölgesinde bulunur. İDRAR OLUŞUMU ✔ İdrar oluşumu üç aşamada gerçekleştirilir. 1) Süzülme (Filtrasyon) ✔ Glomerulus kılcalları ile bowman kapsülü arasında gerçekleşir. Getirici atardamar ile gelen kan süzülerek bowman kapsülüne geçer. Geri kalanlar götürücü damar ile uzaklaştırılır. Bu damar daha sonra kılcal damar haline gelerek nefronu sarar. KB: 70 mmHg OB: 32 mmHg Hidrostatik Basınç: 14 mmHg (Bowman kapsülündeki su basıncı) Süzülme: KB - (OB + HB) : 24mmHg ✔ Süzülme basıncı nedeni ile kan hücreleri, proteinler ve yağlar bowman kapsülüne geçemez. Bowman kapsülü içindeki kan plazma sıvısına benzer. Bu nedenle proteinsiz plazma da denir. Süzülme Hızı Süzülme basıncının artması süzülme hızını artıracaktır. ✔ Kan basıncının artması ✔ Kan akışının artması ✔ Kan miktarının artması ✔ Kılcal damarların büzülmesi Süzülme hızını artırır. 2) Geri Emilim (Reabsorpsiyon) ✔ Bowman kapsülü içindeki bazı maddelerin aktif ya da pasif taşıma ile kılcal damarlara geri verilmesidir. ✔ Eğer geri emilim yapılamasaydı yararlı maddeler de atılırdı. Bu da kanın kimyasal yapısını bozacağından ölüm meydana gelirdi. Glikoz ve aminoasit: Tamamı aktif taşıma ile proksimal tüpte geri emilir. Su: Çok büyük bir kısmı ozmosla geri emilir. Su geri emilimi özellikle henle kulbunda gerçekleştirilir. Henle kulbunun inen kolu su geri emilimi yaparken çıkan kolu suya geçirgen değildir. Mineraller: Çok büyük bir kısmı aktif ya da pasif taşıma ile geri emilir. Henle kulbunun çıkan kolunda sadece mineral geri emilimi vardır. Üre: İdrar toplama kanalı boyunca yarısı difüzyon ile geri emilir. Kreatin: Geri emilmez. 3) Salgılama (Aktif Boşaltım) ✔ Süzülme ile Bowman kapsülüne geçemeyen bazı ilaçlar, H+, K+, NH3, NH4 gibi maddeler nefron kanallarını saran kılcal damarlar ile nefron kanallarına geçer. Bu olaya salgılama denir. ✔ Salgılama aktif taşıma ile olur. En çok distal tüpte meydana gelir. ✔ Hasta olan bireylerde kandaki şeker ve aminoasit miktarı optimum değerin üzerindeyse salgılama ile dışarı atılabilir. İDRARIN İÇERİĞİ ✔ İdrarın pH’ı, yenilen besinlere bağlı olarak 4,5 – 8 arasında değişir. ✔ İdrarda organik madde olarak üre, ürik asit, amonyak, kreatin, vitamin bulunur. ✔ İnorganik madde olarak sodyum, potasyum, kalsiyum, klor, fosfat ve su bulunur. ✔ Üre miktar sıralaması --> B.A > İdrar > B.T ✔ Üre yoğunluğu sıralaması --> İdrar > B.A > B.T ✔ İdrar oluşumundaki mekanizmaların seçiciliği Salgılama > Geri Emilim > Süzülme ✔ Oksijen miktarı --> B.A > B.T ✔ Glikoz miktarı --> B.A > B.T > İdrar (Uzun süre açlık durumunda böbrek toplardamarının glikoz miktarı artar.) Böbreğin Çalışmasında Hormonal Kontrol 1) ADH: Suyun geri emilimini artırır. 2) Aldosteron: Na ve Cl geri emilimini artırırken, K geri emilimini azaltır. Özellikle distal tüpü etkiler. 3) Parathormon: Ca geri emilimini artırken, P geri emilimini azaltır. 4) Kalsitonin: Ca geri emilimini azaltır. NEFRİT ✔ Sebep: Nefronların iltihaplanmasıdır. Bademcik iltihapları, diş çürüklerinin zamanında tedavi edilmemesi, anjin ve kızıl gibi bulaşıcı hastalıklara neden olan mikroorganizmalar ile bazı zehirlerin kan yoluyla böbreklere ulaşması sonucu oluşabilir. ✔ Sonuç: Zamanında tedavi edilememesi, böbrek yetmezliğine neden olur. ✔ Tedavi: Antibiyotik. BÖBREK TAŞLARI ✔ Sebep: Gereksiz ilaç kullanımı, hormon bozuklukları ve genetik faktörler sonucunda böbrekte kalsiyum oksalat ve kalsiyum fosfat gibi minerallerin birikmesi ile oluşur. ✔ Sonuç: Böbreklerin zarar görmesine, iltihaplanmalara ve kanamalara neden olur. ✔ Tedavi: Küçük taşlar, bol sıvı alımı ile kendiliğinde düşebilir. Büyük olanlar için, taş kırma yöntemleri kullanılır. Ameliyat BÖBREK YETMEZLİĞİ: İltihaplanmalar, zehirlenmeler böbreklerin sağlıklı çalışmasına engel olur. İdrarda protein ve kana rastlanır. Böbrek nakli yapılması gerekir. Nakil olana kadar hasta diyalize girer. ÜREMİ: Böbreklerin herhangi bir nedenle görevini yeterince yapamaması sonucunda kanda üre miktarının artmasıdır. ALBÜMİN: Nefronların görevini tam olarak yapamaması sonucu idrarda proteinli maddelerin bulunmasıdır. İDRAR YOLU ENFEKSİYONU: Ağrılı ve sık idrara çıkma şeklinde ortaya çıkan idrar yolunun enfeksiyon kapması sonucu oluşmuş hastalıktır. Sıradaki konu: Dişi ve Erkek Üreme Sistemi Önceki konu: Solunum Sistemi

  • İnsanda Sinir Sistemi - Beyin | selinhoca

    PDF İNDİR TABLET ANLATIMI İZLE ÖZEL DERS ANLATIMI İZLE İNSANDA SİNİR SİSTEMİ İnsanda sinir sistemi merkezi sinir sistemi (MSS) ve çevresel sinir sistemi (ÇSS) olmak üzere ikiye ayrılır. A) MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ ✔ Beyin ve omurilikten oluşur. ✔ Duyu nöronları ile gelen uyarıları değerlendirerek uyarılara uygun cevap oluşturur. ✔ Ara nöronlardan oluşmuştur. 1) BEYİN ✔ Kafatası kemikleri ile korunan merkezi sinir sistemi organıdır. ✔ Deneyimler (depolanmış bilgi) , şimdiki ve gelecek olaylar hakkında bilinçli deneyim oluşturabilen tek organdır. ✔ Ön, orta ve arka olmak üzere üç kısımda incelenir. Beyin Zarları: Beyin, bağ dokudan oluşmuş 3 zarla korunur. Kafatası altında bulunan bu zarlara meninges denir. ✔ Sert Zar: Beyinin en dışında bulunan zardır. Beyni mekanik etkilerden, yaralanma ve zedelenmelerden korur. ✔ Örümceksi Zar: Sert zar ile ince zar arasında bulunur. Sert zar ile ince zarı birbirine bağlar. ✔ İnce Zar: En içteki zardır. Beynin tüm girinti ve çıkıntılarına girmiştir. Yapısında bol miktarda kan damarı vardır. Bu kan damarları beynin beslenmesini sağlar. BOS (Beyin – Omurilik Sıvısı) ✔ Örümceksi zar ile ince zar arasında bulunarak beyin ve omuriliği sarar. ✔ Kan basıncının etkisi ile kılcal damarlardan çıkmış bir sıvıdır. Görevleri ✔ Beyin ile omuriliği darbe ve sarsıntılara karşı korur. ✔ Beyin ve omurilikte metabolizma sonucu oluşmuş atık maddelerin kana geçmesini sağlar. ✔ Beyin ve omuriliğin beslenmesi için gerekli maddeleri kandan alarak süzer. ✔ Merkezi sinir sisteminin iyon dengesinin sağlanmasında rol oynar. 1) Ön Beyin ✔ Beynin en büyük kısmıdır. Bu nedenle büyük beyin de denir. ✔ Diğer beyin bölümlerini üsten örter. ✔ Uç beyin ve ara beyin olmak üzere iki kısımda incelenir. a) Uç Beyin ✔ Önden arkaya doğru uzanan bir yarıkla sağ ve sol olmak üzere iki yarım küreye ayrılmıştır. ✔ Bu yarım küreler aksonlarla birbirine bağlıdır. Üstteki bağ --> nasırlı cisim Alttaki bağ --> beyin üçgeni ✔ Beyin yarım kürelerini enine ayıran derin bir yarık bulunur. Bu yarığa rolando yarığı denir. Beyin Yarım Kürelerinin Enine Kesitinin Yapısı ✔ Dış kısmı boz, iç kısmı ak maddeden oluşmuştur. ✔ Ak madde: Miyelinli sinirlerin aksonlarından meydana gelmiştir. Bu bölgenin beyaz olmasının sebebi lipitçe zengin miyelinlerin bulunmasıdır. ✔ Boz madde: Miyelinsiz nöron gövdelerinden oluşmuştur. Bu bölgeye korteks (kabuk) denir. Beynin kabuk kısmı çok sayıda kıvrıma sahiptir. Bu kıvrımlar boz maddenin yüzey alanını artırır. Uç Beyinin Görevleri ✔ Zeka ✔ Hafıza ✔ Yazı yazma ✔ İstemli hareket etme ✔ Duyu organlarından gelen bilgilerin değerlendirilmesi ✔ Öğrenme ✔ Karar verme ✔ Bilinçli davranış ✔ Duyusal olarak çevrenin farkında olma gibi görevleri vardır. Beyin yarım küreleri vücudun zıt tarafını kontrol eder. b) Ara Beyin ✔ Beyin yarım küreleri arasında kalır. Epitalamus, talamus ve hipotalamus olmak üzere 3 kısımdan oluşmuştur. Epitalamus: Talamusun arka kısmında bulunur. İnce bir uzantısı vardır. Bu uzantı epifiz bezi (pineal bez)’dir. Epifiz bezi melatonin hormonu salgılar. Talamus: Duyu organlarından gelen bilgilerin toplanma ve dağılım merkezidir. ✔ Koku duyusu dışındaki tüm duyular burada sınıflandırılır. Uç beyinde bulunan duyu merkezlerine iletir. Koku ise talamusa uğramadan direkt uç beyindeki değerlendirme merkezine geçer. ✔ Ayrıca uyanık durumdan uykuya geçişi sağlar. Hipotalamus: Homeostasinin sağlanmasında görevlidir. Görevleri ✔ Termostat görevi yaparak vücut sıcaklığını düzenler. ✔ Susama merkezi içerir. Vücudun su dengesinin düzenlenmesinde görev yapar. (OB ve idrar miktarını ayarlama) ✔ Uykunun devam etmesini sağlar. ✔ Açlık, tokluk ve iştahın düzenlenmesinde rol oynar. ✔ Korku, hiddet ve heyecanın düzenlenmesini sağlar. ✔ Üreme ve cinsel davranışları düzenler. ✔ Kan basıncını ve kalbin ritim atışını düzenler. ✔ Çevresel sinir sisteminin duyu ile ilgili aktivitelerini düzenler. ✔ Hipofiz bezini kontrol ederek hormonal denge üzerinde etkilidir. Hipofiz bezinin arka lobundan salgılanan hormonlar hipotalamusta üretilir. Ayrıca hipotalamusta üretilen özel hormonlar hipofiz bezinin ön lobundan hormon salgılanmasını kontrol eder. ✔ Karbonhidrat ve yağ metabolizmasını ayarlar. 2) Orta Beyin ✔ Ara beyin ile pons arasında bulunan bölgedir. ✔ Beynin bu bölümünden ön beyin ile arka beyin arasında bağlantı kuran sinirler geçer. Görevleri ✔ Görme ve işitme ile ilgili refleksleri düzenler. Yan taraftan yaklaşan bir cismin görüntüsünü beyin daha oluşturmadan kafa o yöne döner. Fazla ışıkta göz bebeğinin küçülmesi, az ışıkta büyümesi Ses duyan köpeğin kulaklarının dikilmesi ✔ Kas tonusu ve vücut duruşunu düzenleyen merkezler bulunur. 3) Arka Beyin ✔ Beyincik, pons ve omurilik soğanından meydana gelmiştir. a) Beyincik ✔ Arka kafa çukurunun içinde omurilik soğanının üstünde bulunan iki yarım küreden meydana gelmiş bölgedir. ✔ Dış kısmı boz, iç kısmı ak maddeden oluşmuştur. ✔ Hareket ve denge merkezidir. ✔ İskelet sistemi, kulak ve görme merkezinden bilgileri alarak koordinasyonlu bir şekilde hareket etmemizi sağlar. Beyinciği hasar görmüş bir insanda; ✔ Ayakta dururken ya da yürürken sallanma ✔ Bir cisme doğru uzanan elin dengesiz hareket etmesi ✔ Hareket eden bir cismi izleyememesi gibi belirtiler ortaya çıkmıştır. ✔ Bebekler ancak beyincik geliştikten sonra oturma , ayakta durma ve yürüme gibi faaliyetler gösterebilir. b) Pons (Varoli Köprüsü) ✔ Orta beyinle omurilik soğanı arasında bulunur. ✔ Enine tabakalaşmış kalın sinir demetlerinden oluşur. ✔ Sadece memelilerde bulunur. Görevleri ✔ Beyinciğin yarım kürelerini birbirine bağlar. ✔ Omurilik soğanındaki solunum merkezi ile birlikte çalışır. c) Omurilik Soğanı ✔ Beyinciğin altında, omurilik ile pons arasında bulunur. ✔ Dış kısmı ak, iç kısmı boz oluşmuştur. Bu yapısı ile omuriliğe benzer. ✔ Omuriliğin başlangıç yeri şeklindedir. ✔ Beyinden çıkan sinirler burada çapraz yapar. Bu durum beynin sağ tarafının vücudun sol tarafını; sol tarafının da vücudun sağ tarafını kontrol etmesini sağlar. Görevleri ✔ Solunum , sindirim, dolaşım gibi yaşamsal olayların düzenlenmesini sağlar. ✔ Yutma, kusma, hapşırma, öksürme gibi refleksleri kontrol eder. ✔ Orta beyin, pons ve omurilik soğanının tamamına beyin sapı denir. Beyin kabuğuna doğru uzanan ve beyin kabuğundan omuriliğe doğru giden tüm sinirler beyin sapından geçmek zorundadır. Sıradaki konu: Omurilik - ÇSS Önceki konu: Nöronda İmpuls Oluşumu

  • 10. SINIF YAZILI SORULARI | selinhoca

    1. DÖNEM YAZILI SORULARI 1. DÖNEM 1. YAZILI PDF İNDİR 1. DÖNEM 1. YAZILI 2. VİDEO PDF İNDİR 1. YAZILI FULL TEKRAR ÇALIŞMASI

bottom of page